“UHE olarak Türkiye Havuz Sektörünün Global Pazarda Etkinliğini Arttırması İçin Yeni Alanlar Oluşturuyoruz”
Havuz ve wellness sektörünün gelişmesi için çalışmalarını sürdüren Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE), bir yandan sektörde doğru malzeme seçimi ve uygulama noktasında bilinci artırmayı hedeflerken diğer yandan da standartların belirlenmesi için TSE ile iş birliği içinde çalışıyor. UHE Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Karaoğlu ile Türkiye havuz sektörünü, UHE’nin sektörün gelişmesi için gerçekleştirdiği faaliyetleri, Aquafun fuarının sektöre etkilerini ve havuz sektörünün global pazarda etkinliğini arttırması için atması gereken adımları konuştuk.
Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE) havuz sektörünün gelişmesi, havuz yapımı, projelendirilmesi, doğru ürün kullanımı ve standartların belirlenmesi noktasında nasıl çalışmalar gerçekleştiriyor?
UHE olarak Dünya standartlarına uygun havuzlar yapılmasına çok önem vermekteyiz. Bu vesile ile TSE havuz standartları yapımı ve projelendirilmesi için bir norm hazırlandı. 30.04.2015 tarihinde kabul edilen bu TSE 13661 standartı tüm üyelerimize ve havuz sektörüne yardımcı olmaktadır. TSE 13661 standartı devlet ihalelerinde veya özel firmalar bu norm havuz projeleri için yardımcı olmaktadır.
Havuzlar, nitelikli ve prestijli yapıların tercihini etkileyen en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Havuzlarda yaşanan bu artış belirli standart ve testlerin zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Havuz sektöründe standart ve testlerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Standartların belirlenmesi ve uygulanması noktasında gerçekleştirdiğiniz çalışmalar ve işbirlikleri nelerdir?
Türkiye’de havuz ürünleri üretimi yapan firmalar hem de bu ürünleri ithal eden firmalar bulunuyor. İthalat yaparken gümrüklerde CE, ISO, TSE’ye uygunluk ve diğer bir kısım ek belgeler isteniyor. Ayrıca bazı ürünler gümrüklerden TSE merkezine yollanarak TSE’de incelemeye alınıyor. TSE, ISO ve CE’den gerekli onayları alıp etiketlerin üzerindeki belirli şartları sağladıktan sonra mal millileştiriliyor.
Türkiye’deki havuz ürün gruplarında belirli standartların olması gerekmiyor mu? UHE olarak bu noktada ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de üretilen ürünlerde belirli standartlar bulunuyor. Bazı firmalar CE belgesi alırken bazılarında ISO belgesi bulunuyor. Yerli üreticilerimiz hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarlara hitap etmektedir.
Havuz yapımı konusundaki seçeneklerin artması ve her bütçeye uygun havuz yapılabilmesi imkânı ile birlikte yüzme havuzları her bahçenin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. UHE olarak Türkiye ve global pazarda havuz sektörünü değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?
Dünyadaki en büyük pazarı öncelikle Amerika oluşturuyor ardından ise Avrupa yer alıyor. Amerika’da imal edilen havuzlar Avrupa’daki havuzların en az 10 katını oluşturuyor. Avrupa’daki pazarı detaylı olarak incelememiz gerekirse, en büyük pazar öncelikle Fransa’ya ait, ardından İspanya, Almanya ve İtalya yer alıyor. Türkiye bu pazarlar arasında hala küçük bir paya sahip. Türkiye’de yılda ne kadar havuz yapıldığına ve ürünlere dair maalesef net bir rakamsal veri bulunmuyor. Hem merdiven altı üretim hem de sektör paydaşlarının gerekli verileri paylaşmaması sektöre dair net rakamların belirlenmesini engelliyor. Bu konuyla da ilgili bir denetim merkezi kurulması ve her havuzun yapımı sırasında bu merkezden onay alınması havuzlarda olması gereken özellikle sağlık açısından önem taşıyan unsurların korunmasını sağlayıp, aynı zamanda da sektörel verilere ulaşmamızı sağlar.
“Türkiye havuz pazarı 2023 yılında büyüme gösterdi.”
UHE Başkanı olduğunuz gibi sektörün de çok eski değerli markalarından birinin yöneticisisiniz ve yıllara dayanan sektör deneyiminiz bulunuyor. Bu anlamda Türkiye pazarını yorumladığınızda neler görüyorsunuz? Bireysel havuzlar mı sosyal amaçlı havuzlar mı daha çok tercih ediliyor? Havuz tercihlerinde turizmin etkisi nedir?
Pandemi nedeniyle Avrupa’da ve Türkiye’de yaşanan pazar patlama sonrası 2023 yılında Avrupa’da Pazar yüzde 30 küçüldü. Sektöre bakıldığında bu büyük oranda bir küçülmedir. Türkiye’de ise yüzde 5 ile 8 arasında bir büyüme olduğunu söyleyebilirim. Avrupa’ya göre çok büyük bir rakam. 2024 yılında Türkiye’de özel havuzların yapımında bir artış olacağını, hotel havuzlarında ise 2024 rakamlarında büyüme olacağına inanıyoruz. Havuz sektörümüzün ihracatına önem veriyoruz.
Havuz sektörünün büyümesi için sektör paydaşlarının yurt dışı pazarlara ihracat yapması ve ihracat yurt dışı pazarında havuz projelerine dahil olması gerekiyor.
Sektörün büyümesi için havuz sektöründe üretim faaliyeti gösteren firmaların ihracatlarını arttırması ve taahhüt firmalarının yurt dışı projelerde daha çok yer alması gerekmektedir. Global alanda etkinliğin artması için fuarlar önemli bir yer almaktadır. 11- 13 Ocak 2024 tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleştirilen Atrax- Aquafun fuarı global alanda iş birliklerinin yapılması için önemli bir organizasyondur. 2024 yılında yapılacak olan Atrax- AquaFun fuarı UHE olarak yer aldığımız ilk fuardır. Fuarı düzenleyen Tureks ile yurt dışındaki konsolosluklarla ve ticari ateşelerle görüşüp oradaki firmaları İstanbul’a davet ediyoruz. Böylece sektör firmalarımızın global alanda etkinliğini arttırması için yeni yollar oluşturmaya çalışıyoruz.
“UHE olarak yaptığımız çalışmalarla ve global alanda gerçekleştirdiğimiz görüşmelerle Türkiye havuz sektörünün yurt dışı pazarlarda etkinliğini arttırması için yeni yollar oluşturuyoruz.”
“Atrax– Aquafun fuarı firmaların ihracata yönelik operasyon yapması için bir fırsattır.”
Piscina & Wellness Barcelona fuarı 27-30 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti ve Türk firmalarının katılımı dikkat çekti. Ayrıca EUSA 2023 Ödülleri sahiplerini buldu ve yine bir Türk firması uluslararası ödülün sahibi oldu. Uluslararası alanda Türk havuz firmalarının başarılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Havuz sektörünün gelişmesi için sektör profesyonellerine önerileriniz nelerdir?
Piscina & Wellness Barcelona Fuarı’na Türkiye’den oldukça fazla katılım sağlandı. Fuara katılan firmaların amacı global pazara açılıp etkinliğini arttırmaktı. Kasım ayında yapılan bu fuar global pazara açılmak için ilk basamağı oluştursa da ocak ayında Türkiye’de gerçekleşen fuarla birlikte bu adım biraz daha sağlamlaştırılmış olacak. Burada firmaların amacı ihracatlarına yeni hedefler bularak arttırmaktır. Schengen vizesi alabilme zorluğu nedeniyle Barcelona’ya Kuzey Afrika’dan, Rusya’dan, Ukrayna’dan, Türki Cumhuriyetlerden vize alınıp kolay gelinemedi. Ama Türkiye’de düzenleyeceğimiz fuarımıza İran, Irak, Özbekistan, Türkmenistan Kazakistan, Rusya, Ukrayna, Kuzey Afrika gibi ülkeler vize almadan katılım sağlayabilecek. Bu nedenle Atrax – Aquafun fuarının Avrupa fuarlarından daha kalabalık ziyaretçi geleceğine inanıyoruz.
Bahsettiğiniz Ülkeler arasında yoğunlukla Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu bölgelerinin olması dikkat çekiyor. Bu bölgeler Türkiye havuz pazarının ihracat olarak gördüğü bir Pazar bölgesi midir? Peki bu bölgelerde yoğunluk olmasının nedeni nedir? Oralarda daha çok ihtiyaç olması mı, kalite mi yoksa standartlar mı?
Bizim ürünlerimiz Avrupa’da üretilmiş ürünlere göre daha uygun fiyatlıdır ve daha hızlı servis sunabiliyoruz. Özellikle Özbekistan, Azerbaycan, Gürcistan, Irak ve İran gibi ülkelerle Türkiye arasında vize sorununun olmaması da AquaFun fuarını bölgenin en önemli fuarı yapıyor. Aynı zamanda bu bölgede Türk firmaları daha kolay iletişim kurabildikleri için çok daha sıcak karşılanıyor, bu gerçeğin avantaja çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum.
EUSA 2023 her sene çeşitli kategorilerde fotoğraf yarışması düzenliyor. Türkiye’den Sankurt firması da gerçekleştirdiği proje yenilemesinin fotoğrafıyla bu ödüle layık görüldü. Öncelikle Sankurt’u bu başarısından dolayı tebrik ediyorum. Bu Türkiye ve sektör adına oldukça güzel bir durum. Sektör olarak çok güzel havuz projeleri tamamlıyoruz ve katılacağımız etkinliklerle, yarışmalarla başarılarımızı daha çok duyurmamız gerektiğini düşünüyorum.
“Global pazar hızlı malzeme temini, teslimatı ve kalitesi nedeniyle yönünü Türkiye havuz sektörüne çevirdi”
Türkiye pazarı Avrupa ülkeleri için önemli pazar ve global alanda birçok ülke yönünü Türkiye pazarına çevirdiğini belirtti. Bu durumu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa pazarında artık bir doymuşluk var. Pandemide Kuzey Avrupa başta olmak üzere havuz pazarı çok arttı. Son yıllarda ise Avrupa’da yaşanan doygunluk nedeniyle yeni pazar arayışları ihtiyacı doğdu. Global pazardaki önemli firmalar ise bu nedenle yönlerini Türkiye, Iran, Irak, Suriye, Gürcistan, Özbekistan gibi ülkelere çevirdi. Avrupa’dan gelen ürünlerin maliyeti yüksek olduğu için bu sefer de yerli üreticiler hızlı üretim ve stokla bu pazarlara girmeye başladı. Hızlı rekabet, hızlı malzeme temini ve teslimatla birlikte Türkiye pazarında hareketleri çok hızlı olabiliyor.
“Kullanıcılar tamamen akıllı havuzlara yönelmeye başladı”
Dijitalleşmeyle birlikte havuz sektöründe de bağlanabilir cihazların kullanımı artış gösteriyor. Türk havuz sektöründeki ürünleri teknolojik ve inovatif açıdan değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?
Önceden havuzlar filtre, pompa, merdiven, ışık ve havuz kaplaması gibi en temel ekipmanlarla yapılıyordu. Son yıllarda ise Dijitalleşme ve sektörün gelişmesiyle birlikte havuzun dibini ve duvarlarını temizleyen WI-FI bağlantılı robotlar, bağlanabilir cihazlar, tuzlu suyla elektroliz olabilen ve klor üretebilen sistemler ön plana çıkmaya başladı. Havuzu Isıtmak içinse havuz pompaları devreye girdi. Ayrıca 1980’li yıllarda havuzlar 6×12 m iken, 10 sene sonra 5×10’a düştü son zamanlarda ise havuz ebatları 4×8’e kadar küçüldü. Bireysel havuzlar artık olabildiğince küçüldü. Maliyetlerin de düşmesiyle birlikte kullanıcılar artık havuzların bahçelerde daha az yer kaplamasın istiyor. Kullanıcılar artık dijitalleşmeyle birlikte dünyanın neresinde olursa olsun tek tuşla ve kolayca havuzun klorunu, pH’ını, sıcaklığını kontrol edip gerekli durumlarda havuzu kapatabilmek istiyor. Kısacası kullanıcılar artık tamamen akıllı havuzlar istiyor.
Kullanıcılar dijitalleşmeyle birlikte dünyanın neresinde olursa olsun tek tuşla ve kolayca havuzun, pH’ını, sıcaklığını kontrol etmek istiyor.
Dayanıklı, uzun ömürlü ve hijyenik havuzlar için doğru malzeme kullanımının yanı sıra doğru uygulama teknikleri ve projelendirme de önem taşıyor. Doğru uygulama ve malzeme seçimiyle ilgili sektörde yeterli bilincin oluştuğunu düşünüyor musunuz? Bu noktada gerçekleştirdiğiniz eğitim çalışmalarından bahseder misiniz?
Doğru uygulama ve malzeme seçimiyle ilgili üyelerimize eğitimler düzenliyoruz. Önceden yasaların el verdiği oranda Ulusal Havuz Enstitüsü olarak havuz operatör seminerleri düzenliyorduk. Yaklaşık 4 gün süren bu seminerlerle insanlara kimyasal, filtre ve pompa kullanımı, havuz suyunun dengesi ve bakımıyla ilgili eğitimler veriyorduk. Ardından eğitime katılan kişilere operatör sertifikası veriyorduk. 2024’de bu eğitimler Halk Eğitim Merkezi bünyesinde gerçekleşiyor. UHE olarak bizler halk eğitim merkezlerine yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Dünyanın gündem maddelerinin birini de sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmaları oluşturuyor. Yüksek enerji maliyetleri havuzlarda, “nötr enerji” kullanım sürecini hızlandırdı. Karbon Nötr havuzlar için nasıl çalışmalar yapılmalı? Nötr havuzlar için ısı pompalarının önemi nedir? Havuzların nötr enerji sağlaması için sahip olması gereken özellikler nelerdir?
Enerji verimliliğiyle ilgili artık değişken hızlı motorlar çıkmaya başladı. Bu iki hızlı motorlarla enerji maliyetini çok azaltabiliyoruz. İki hızlı motorların çalışma prensipleri şu şekilde; gündüz 3000 devirde dönen motor akşam 1500 devirde dönüyor. Önceden havuzlar doğal gazla ısıtılırken şimdi elektrikle ve ısı pompalarıyla ısıtılabiliyor. Yaşanan bu gelişmeler sayesinde nötr enerji sağlayan ve çevreci havuzlar ön plana çıkıyor.
Havuz aydınlatmaları 300w/12v halojen ampul kullanılır iken şimdilerde tasarruflu LED ampuller kullanılıyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhran her sektörü etkilediği gibi havuz sektörünü de etkiledi. Artan maliyetlerle birlikte kâr oranları tabi ki geçmiş yıllara göre azaldı. Ancak bir taraftan da inşaat hiç durmayan ve sürekliliği olan bir sektör olduğu için her daim yeni projeler olmaya devam edecektir. Türkiye deprem bölgesidir yaşanan felaketlerden ders alıp muhakkak deprem bölgelerinde mevcut yapıların güçlendirilmesi ve yeni başlayan projelerde kaliteden asla ödün verilmemesi gerekmektedir. İhracat geliri olan ülkelerin ekonomiye yön verdiği gerçeğini düşündüğümüzde, 2024 yılı için ihracatın artmasına yönelik çalışmaların yapıldığı takdirde 2023’ten daha iyi bir yıl geçirebileceğime inanıyorum.
Bir cevap yazın