“Lüks tesadüf değildir” misyonu ile konukları için her alanda en iyisini sunan Granada Luxury Belek, havuz dezenfeksiyon prosesinde yeni bir teknolojiye geçti. Granada Luxury Teknik Müdürü Murat Pınar ile Avrupa’nın en büyük havuzunun dezenfeksiyonunu sağlayan yeni ‘Yerinde Elektro-Klorlama Jeneratörü’ hakkında konuştuk.
Yoğun bir sezonu geride bıraktınız. Granada Luxury olarak pandemi sonrası bu sezonu nasıl değerlendirirsiniz?
Bildiğiniz gibi Granada Luxury Belek 100 bin m² alanı ve yaklaşık 3 bin 400 kişilik kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük otellerinden biri. Bu sezon 376 bin 770 yetişkin, 110 bin 194 çocuk ve 32 bin 433 bebek olmak üzere toplamda 519 bin 397 kişiyi otelimizde konuk ettik. Pandemi sonrası için bizi tatmin eden dolu dolu bir sezon oldu. Ama takdir edersiniz ki şu dönemde doluluk oranı pandemi kuralları için daha fazla sorumluluk, daha fazla hijyen kuralları demek oluyor. Fakat Granada olarak açık alanlardan kapalı alanlara kadar her alanda tüm ekiplerimizle sorunsuz bir işleyiş sağladığımızı gururla söyleyebilirim. Bu sene, Granada Luxury Belek olarak QM Awards ödüllerinde ‘Türkiye’nin En iyi Yönetilen Mice Oteli’ ve ‘Türkiye’nin En İyi Çocuk Etkinlik, Macera ve Eğlence Akdeniz Bölgesi Oteli’ kategorilerinde birinci olduk.
Tebrik ederiz. 42 bin m3 ile Avrupa’nın en büyük hacimli havuzlarından biri olma özelliğini de taşıyorsunuz. Konuklarınız için eşsiz bir güzellik sağladığınızı yorumlardan görmek mümkün. Hatta bir yorumda, “Sanki otelin havuzu yok da havuzun oteli var“ demişler. Oldukça hoş bir anlatım, tabi bir de sizden dinlemek lazım. Bu kadar büyük çaplı bir havuzun yönetimi ve bakımı da zor olmalı.
Otelin kendisi de çok görkemli. Genellikle böyle bir havuzu herhangi bir otelde göremeyeceğinizden, gerçekten çok dikkat çekici bir tarafı olduğu doğru. Granada Luxury olarak her alanda hep daha mükemmeliği amaçlıyoruz. Tabi ki bu mükemmelliğin arkasındaki emeğin de farkında olmak lazım. Özellikle havuz hijyeni, kişi sayısına, kullanımına ya da hava sıcaklığına göre kimi zaman sizin kontrolünüzden bağımsız olduğundan dolayı çok dikkat edilmesi gereken bir konu. O yüzden havuza belli orandaki dezenfektanı döküp benim işim bitti diyemiyorsunuz. Her an, bazen her dakika kontrol etmek gerekiyor.
Konuklarına her alanda 7/24 hizmet veren bir otelde farklı alanları takip etmek ve sorunsuz işlemelerini sağlamak zor olmalı. Bildiğim kadarıyla havuz dezenfeksiyonunda yeni bir klorlama teknolojisine geçtiniz. Bu teknolojiden biraz bahsedebilir misiniz? Personeliniz herhangi bir aksama ya da zorlukla karşılaştı mı? Yeni bir sisteme kolaylıkla adapte olabildiler mi?
Başta soru işaretlerim vardı. Çünkü bahsettiğim gibi havuz çok hassas bir konu. Ama şunu söyleyebilirim ki; bu sistem ile iş yükümüz oldukça azaldı. Yerinde üretim sağladığı için ihtiyacımız halinde istediğimiz miktarda sadece tuz, su ve elektrik ile anlık üretip dozajlayabiliyoruz. Ayrıca bu sistem operatörlerin müdahalesine gerek olmadan, belirlediğimiz seviyenin altına düştükçe dezenfektan üretimini otomatik bir şekilde yapmaktadır. Herhangi bir hata oluştuğunda ise operatörlerimizi uyararak işleyişimize kolaylık sağlamıştır. Bu şekilde sürekli dezenfektanımız bitti mi, var mı gibi sorunları barındıran tüm takip sürecini ortadan kaldırmış olduk. Böylelikle dezenfeksiyon amaçlı kullanılan kimyasalların satın alımlarının iş yükünden de kurtulmuş olduk.
Bu yeni klorlama yeni sistemine geçtikten sonra maliyet olarak herhangi bir avantaj sağladınız mı?
Bu teknolojinin Türkiye’deki tek geliştiricisi ve üreticisi olan ve 46 senesini devirmiş yerli bir firma ile çalıştık. Yeni bir sisteme geçeceğimiz için aklımızda hiç bir soru işareti kalmaması konusunda bizlere özel fizibilite raporu hazırlandı. 1 sene sonunda hazırlanan rapora tekrar baktığımızda ve bu sene kimyasallardaki fiyat artışlarını da düşündüğümüzde bize vaad edilen kazancın üstünde bir maliyet tasarrufu sağladığımızı söyleyebilirim. Bu seneki hesaplamalarımıza göre klorlama tesisinin kendini 2 yıldan daha kısa sürede amorti ettiği dikkat çekiyor. Bizim için her anlamda işleyişimizi rahatlatan bir yatırım oldu.
Havuzunuzda yosun oluşumundan dolayı ek olarak biyosit ihtiyacından kaynaklı maliyetler oluştu mu? Ya da daha önce kullandığınız dezenfektanda ek kimyasal almanız gerekiyor muydu?
Biz daha önce ister istemez kenarda köşede kalmış bölgelerdeki yosunlanma oluşumunu biraz olsun geciktirebilmek için biyosit kullanmak durumunda kalıyorduk. Benim beklentim yerinde sodyum hipoklorit üretimine geçtikten sonra yosun oluşumunun biraz daha azalacağı ama devam edeceği yönündeydi. Bu yüzden doğrusunu söylemek gerekirse az miktarda da olsa biyosit kullanırız diye düşünüyordum. Fakat bu yeni sistemi çok kısa bir süre kullandıktan sonra bu problemimizin direkt ortadan kalktığını görünce ek kimyasal kullanımını da bıraktık ve ondan da tasarruf etmiş olduk. Üretilen sodyum hipoklorit içerisinde daha birçok karışık oksidan barındırdığı için sadece havuz suyunu değil, temas ettiği yüzeyleri de en etkili şekilde dezenfekte ederek yosun oluşumunu tamamen engelledi. Ek olarak pH düzenleyiciler kullanıyorduk. Çünkü ticari klorun pH’ı çok daha yüksek. Fakat yerinde tuzdan üretilen klorun pH’ı daha düşük olduğu için genellikle asit kullanımına ihtiyaç duymuyoruz. Asit tüketiminin ciddi oranda azaldığını söyleyebilirim.
Her işletme için maliyet tasarrufu önemlidir ama biliyoruz ki Granada Luxury için konuklarının deneyimi de bir o kadar önemli. Genellikle havuzlar için klor kokusu ya da göz kızarıklığı ve cilt tahrişi gibi şikayetler olur. Bu gibi şikayetleri çok alıyor musunuz?
Ticari klorun öyle bir dezavantajı var. Bir yandan konuklarımıza daha hijyenik bir havuz deneyimi sunmamızı sağlarken, diğer yandan koku ve özellikle alerjik reaksiyonlardan dolayı şikayetler alıyorduk. En iyi deneyimi sunmadığımızda en büyük havuza sahip olmamızın bir anlamı var mı diye düşündük. Başta da dediğim gibi, Granada Luxury olarak her alanda en mükemmel deneyimi sunmak için gelişmeyi hiç durdurmuyoruz. Bu teknoloji zaten Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış ve biyosidal ruhsata sahip olan bir teknoloji. Yerinde elektro klorlama sistemi, bize havuz dezenfeksiyonunun daha güvenli ve çevreci bir yolu olabileceğini gösterdi. Çünkü sezonda bu gibi şikayetleri hiç almadık diyebilirim. Hatta bu durumu bizzat kendim deneyimledim. Yeni sisteme geçtikten sonra bir sabah havuzda yüzmeye gittiğimde ilk başta dezenfektan dozlamayı unuttuklarını düşündüm. Çünkü hiç bir şekilde rahatsız edici bir koku yoktu. Yetkili personele sorduğumda, dezenfeksiyonun tam olarak sağlandığını ve yeterli bakiye klorun bile görüldüğünü öğrenince şaşırdım. Klor kokusunu duymaya alışmışız çünkü.
Elektro-klorlama sistemi, bize havuz dezenfeksiyonunun daha güvenli ve çevreci bir yolu olabileceğini gösterdi
Sadece tuz, su ve elektrik kullanarak işletmemizin kendi dezenfektanını üretecek olması da heyecanlandırdı beni o dönemde. Bu hem bir sürü iş yükünü azaltarak bağımsız bir işletim kazanmamızı sağlayacak hem de daha çevreci ve güvenli bir uygulama olacaktı. İşte o gün, konuklarımızın daha güvenli bir havuzda yüzmeleri için bu sisteme geçmemizin gerektiğini anladım. Granada Luxury olarak her alanda en iyi hizmeti sunmak için, en iyisine sahip olmamız gerektiğini biliyorum
Peki yerinde tuzdan üretilen sodyum hipokloritin dezenfeksiyon etkisi için ne söyleyebilirsiniz? Bu yaz gerçekten hava sıcaklıkları inanılmaz seviyelerdeydi, dezenfeksiyon konusunda herhangi bir problemle karşılaştınız mı? Ticari klor ile kıyasladığınızda etkisiz kaldığı durumlar oldu mu?
Hem çok sıcak hem de çok kalabalık bir sezon geçirdik. Yüksek sıcaklıklar klorun çabuk uçmasına neden olduğundan dozajlama miktarını arttırmak gerekiyor. Fakat bu sistem yerinde üretim yaptığı için zaten istediğimiz an üretip dozajlayabiliyoruz. Bu yüzden hava sıcaklıklarından ziyade burada asıl dikkat edilmesi gereken husus havuzu kullanan kişi sayısının yüksek olması. Çünkü kullanım sayısı arttıkça, havuz suyuna birçok organik yük eklenmiş oluyor. Bu durumda da serbest klorun bağlı klora dönüşmesi gibi önemli bir sorunla karşılaşıyoruz. Ama asıl sebep; ticari klor, kloramin basamaklarını çok yavaş atladığı için bağlı klor oluşumu oldukça yüksek gözleniyor. Zaten göz kızarıklığı ya da cilt tahrişlerine de sudaki bu kloraminler sebep olur. Bu gibi problemleri baştan elemek için de bağlı klor miktarı artmadan önce sürekli olarak yapılacak klor takviyesi ile havuzdaki serbest klor miktarını arttırmak gerekiyor ki bağlı klor serbest klora kolaylıkla geçiş yapabilsin. Fakat kullanım esnasında sürekli klor dozlamak hiç sağlıklı değil. Bu durumlarla karşılaşmamak için çok kalabalık günlerden sonra özellikle havuzun kullanılmadığı akşam saatlerinde şok klorlama yapıyorduk. Fakat bu yeni klorlama sisteminde şok klorlama periyotlarının ciddi şekilde düştüğünü söyleyebilirim çünkü kloramin basamaklarını çok hızlı şekilde atlayarak bağlı klor oluşumunu engelliyor. Serbest kloru her koşulda görebiliyoruz. Sistemde, ticari klorun aksine, etkisini en üst düzeyde gördüğümüz noktalardan birisi de bu.
Yerinde elektroklorinasyon teknolojileri yeni yeni yaygınlaşıyor. Son olarak, bu teknolojiye geçmek isteyen diğer oteller için öneriniz varsa dinlemek isteriz.
Hep avantajlarından bahsetmiş gibi oldum ama en basitinden ticari klor mantığından farklı işleyen bir sisteme geçiyorsunuz. Adapte olmak zaman alabilir; bunun da farkında olmak lazım. Burada önemli olan bu teknolojiye geçiş yaparken yanınızda olan firma. Kesinlikle size özel bir mentorluk yapmak zorunda. Bu her şeyden önce insan ile ilgili bir konu. Kemisan’ın bize en kısa sürede dönüş sağlayan teknik ekibi, yeni bir teknolojiye geçmenin zorluklarını hiç hissettirmedi. Kendilerine bu röportaj vasıtasıyla teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ne kadar adaptasyonu kolay bir teknoloji olsa da yeni bir alanda size rehberlik eden birilerinin olması güven veriyor. Aslında teknoloji ile ilgili her şeyden bahsettik. Ama genel olarak şu yorumu getirebilirim; havuz dezenfeksiyonu bizim için, maliyetlerden ya da konukların deneyiminden de öte insan sağlığıyla ilgili çok önemli bir sorumluluk. HypoX® Yerinde Karışık Oksidan Jeneratörü ile başta konuklarımıza ve yetkili personelimize karşı bu sorumluluğumuzu gönül rahatlığıyla ve eksiksiz yerine getirebildiğimiz için mutluyum. Baktığınızda biz daha önce de ticari klor kullanımıyla havuz dezenfeksiyonunu sağlıyorduk. Ama şimdi bakınca anlıyorum ki o dönem en iyi hizmeti sunduğumuzu iddia edemem. Çünkü ticari klora karşı alerjik reaksiyonların görülmesi çok olası. İşte bu yüzden Kemisan ile iş birliğimiz havuz dezenfeksiyonunu, çok daha etkili, çok daha çevreci, güvenli ve sağlıklı şekilde yapmamıza olanak sağladı. HypoX® ile birlikte artık derdimiz sadece hijyeni sağlamak değil, bunu en iyi şekilde yapmak oldu. Granada olarak ana sloganımız da bunu anlatıyor aslında, onunla bitirmiş olalım bu güzel sohbetimizi; “ Lüks tesadüf değildir ”
Bir cevap yazın