Hedeflerin Bitmediği Bir Sektördeyiz
Türkiye’de spor turizminin gelişmesi, sporda dijitalleşme, spor yönetimi konularında başarılı çalışmalara imza atan, pek çok ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarında organizasyon direktörlüğü yapan Türkiye Yüzme Federasyonu Genel Sekreteri Seçkin Renklibay, Havuz&Sauna Dergisi’ne özel açıklamalarda bulundu. Renklibay, röportajında “Teknik ve idari birimler sürekli gelişen ve değişen spor dinamiklerini takip ederek branşın gelişmesine katkı vermeliler” dedi.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1983 yılında Konya’da doğdum. Sanırım hem alaylı hem mektepli tabirine uyuyorum. Sporun içinden gelen biriyim. Sporla çok küçük yaşlarda tanıştım ve sporcu bir aileden geliyorum. Türk futboluna başarıyla hizmet etmiş bir efsanenin oğluyum ve bu benim için ayrı bir gurur kaynağı. Profesyonel spor kariyerimin ardından, Başkent Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümünde Lisans, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yönetim ve Strateji bölümünde ‘Türkiye’de Sporun Yönetsel Yapısı İçinde Spor Federasyonları’ konusuyla Mastırımı tamamladım. Hollanda’nın Ajax Kulübü’nde Spor Yönetimi alanında eğitim aldım.
Gençlik ve Spor Bakanlığı koordinesinde ülkemizde Spor Turizmi Gelişmesi çalışmalarında komisyon üyeliği ve üniversitelerin spor yönetimi alanlarında eğitimler vermekteyim. Bu alanlarda çeşitli projelere imza attım. İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü’nde sporda dijitalleşme ve yine aynı kulüpte Olimpik Eğitim Projelerini başlattım. Görev yaptığım kurumlarda, olimpik branşlarda birçok ulusal ve uluslararası spor organizasyonunda organizasyon direktörlüğü görevlerinde bulundum. Başakşehir Kulübü Akademi İdari Koordinatörlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Dış İlişkiler ve Projeler Direktörlüğü görevlerinden sonra 2017 yılından beri Türkiye Yüzme Federasyonu Genel Sekreterliği görevini yürütmekteyim.
Türkiye Yüzme Federasyonu yönetiminde yer alıyorsunuz. Türkiye’de yüzme sporunun gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yüzme, temel spor dallarının başında gelen bir branş ve dolayısıyla çok önemsiyoruz. Sporcu yapısında ve gelişiminde oldukça önem taşıyor. Yüzme branşının ülkemizde gelişmesi çok boyutlu ele alınması gereken bir konu. Teknik ve idari birimler sürekli gelişen ve değişen spor dinamiklerini takip ederek branşın gelişmesine katkı vermeliler. Özellikle ülkemizde son yıllarda Gençlik ve Spor Bakanlığımızın koordinesinde açılan spor alanındaki tesisleşme hamleleriyle birlikte yüzme branşına olan ilgi artmış durumda. Ülkemizde geçmiş yıllardan günümüze kadar ulusal ve uluslararası düzeyde başarı göstermiş yüzücüler olmuş ancak istenen düzeye henüz tam anlamıyla ulaşılamamıştır. Ancak son yıllarda Gençlik ve Spor Bakanlığımız, Spor Genel Müdürlüğümüz önderliğinde, federasyonumuz başta olmak üzere ülkemizde tesisleşme, antrenör eğitimi ve yüzme sporunun yaygınlaştırılması ve bilinirlik düzeyinin artması çalışmalarımız sürmektedir ve bu çalışmalar da başarı oranına gözle görülür şekilde yansımaktadır. Yüzme branşında son dönemde gerçekleşen uluslararası başarıların, özellikle spor kültürünün oluşması açısından gençlerin yüzme branşına olan isteklerini arttırdığını düşünüyorum. Ulusal ve uluslararası başarılar arttıkça, ülkemizde yüzme sporu istenen düzeylere en kısa sürede ulaşacaktır. Bence sporun tabana yayılması performans yaş kategorisi kadar önem taşıyor.
Altyapıya önem veriyoruz
Federasyon olarak altyapıya önem veriyoruz. Altyapı olmadan ve doğru eğitim formatıyla gelişmeyen sporcunun sürdürülebilir başarıyı yakalayamayacağını düşünüyorum. Ülkemizde yüzme sporuna başlama ve lisanslama yaşının daha erken yaşlara çekilmesi çok faydalı oldu. Federasyon olarak ülkemizin her coğrafyasında yüzme müsabakaları düzenleyerek gelecek her talebi değerlendirerek branşın bilinirlik düzeyini arttırmaya çalışıyoruz ve özen gösteriyoruz. Son dönemde gelen başarılar da bunun göstergesidir.
Yüzme kulüplerinin yüzme sporunun gelişimine katkısı nedir?
Ülkemizde federasyonumuza akredite olmuş kulüplerin sayısı artmalı. Bu da ancak başarıyla ve sürdürülebilir bir sistemle mümkün olacaktır. Yüzme kulüplerimiz, başta eğitmen kadrolarıyla ülkemizdeki sporcuların branşla tanıştıkları ilk yer. Sporcularımız burada alacakları doğru eğitimlerle Milli takımlarda ülkemizi temsil etme yolunda ilerleyeceklerdir. Federasyon olarak kulüplerimizle sürekli iletişim halindeyiz. Kulüplerin sporcu ve antrenör bazlı tüm gelişim projelerine destek veriyoruz. Tüm branşlarda olduğu gibi yüzmede de kulüplerin yetenekli gördükleri sporcuları keşfetmeleri ülkemizin Milli takım bazında yakalayacağı başarılar için çok önem taşımaktadır.
Yüzme kulüplerinde yetişen sporcuların diğer yüzücülerden farkı sizce nedir?
Ülkemizde faaliyet gösteren tüm akredite yüzme kulüpleri ulusal yarışlara katılım imkanı yakalıyor ve dolayısıyla başarılı oldukları takdirde Milli Takım bünyesinde yer alma durumları söz konusu oluyor. Kulüp ismi fark etmeksizin doğru bir stratejiyle çalışan yüzme kulüplerinin başarıyı yakaladıklarını görüyoruz. Dolayısıyla o kulüp bünyesinde yüzen lisanslı sporcular, sistemli bir çalışma ortamını da yakalamış oluyor.
Türkiye’de yüzme kulüplerine olan yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz. Kültürel anlamda kulüp kültürüne yakın mıyız?
Bence yüzme kulüplerimiz her geçen gün idari ve teknik yapılarında kendilerini geliştiriyorlar. Spor sürekli değişen ve gelişen bir sektör. Kulüp organizasyonel yapılarında bu değişime ayak uyduran kurumsal yapıların oluştuğunu görüyorum. Akredite kulüp sayısının artması önemli ancak kulüplerin ülkemizde genele yayılarak çoğalması daha da önemli. Ülkemizde spor yönetimi alanında en üst kurum olan Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Spor Genel Müdürlüğü, Federasyon olarak kulüplerle bire bir temas halindeyiz. Amatör branşların da profesyonel çalışma ekipleriyle yönetilmesiyle beraber istenen düzeylere geleceğine inanıyorum.
Spor kültürü açısından popüler branşlara yatkınlık dünyanın her yerinde görülüyor ancak her zaman söylediğim bir nokta var; sürdürülebilir başarı yakalandığında bu herkesin ilgisini çekecek ve istenen, arzulanan noktalara ulaşılacaktır görüşündeyim.
Türkiye’de futbol kulüplerinin yüzme takımları oluşturması yönünde teşvik, destek çalışmaları yapılabilir mi? Böyle bir çalışmaya yaklaşımınız nasıl olur?
Ülkemizde, Avrupa’da hatta dünyada futbol sektörü ekonomi pastasında en büyük payı alan, seyirci düzeyinde ilgi gören branşların başında geliyor. Bu ilgi çekici yanı sponsorların da ilgisini çekerek marka değerinin artmasına yol açıyor. Tabi ki ülkemizde futbol kulüplerinin gelir düzeyleri bir hayli fazla. Futbol kulüplerinin yayın gelirleri, sponsorluk gelirleri, maç günü gelirleri ve online gelirler olmak üzere bir çok geliri sözkonusu. Yüzme branşının temel ve olimpik bir branş olduğunu düşündüğümüzde destek verilebileceğini düşünüyorum. Ülkemizde de birçok futbol kulübünün yüzme şubeleri bulunuyor. Ancak yönetsel anlamda futbol branşları artık A.Ş. yönetim anlayışıyla yönetilirken diğer amatör branşlar dernekler statüsüyle faaliyetlerini sürdürüyor. Yönetsel anlamda kapsamlı bir çalışmayla bir etkileşim sağlanabilir. Neden olmasın…
Son yıllarda artan yüzme havuzu yatırımları hakkında neler söylersiniz? Bu yatırımlarla yüzme sporunda nasıl bir gelişme bekliyorsunuz?
Son yıllarda spor tesisleşmesi anlamında Avrupa’nın birçok ülkesinden ileri durumdayız diyebilirim. Avrupa’da eğitim almış ve birçok spor organizasyonunu yerinde takip eden bir yönetici olarak ülke politikamızda spora her zaman öncelik verilmiş ve yatırımlar yapılmıştır. Tesisleşme sporcuların kendilerini o branşa dair aidiyet duygusunun gelişmesi, branşın sevilmesi ve dolayısıyla gelişmesi açısından çok önem arz ediyor. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın “Yüzme Bilmeyen Kalmasın” projesiyle de ülkenin her köşesinde yapılan spor tesisleriyle, yüzme branşında ülkemizin başarıyı yakalayacağına ve hak ettiği düzeye geleceğine inanıyorum. Federasyon başkanımız ve yönetim kurulumuz da çalışmaları yakından takip ederek, yüzmenin altyapısının oluşması anlamında tüm çalışmaları yapmaktadır. Federasyon bazlı yapılan organizasyonlarla bu nitelikli tesisleri genç yüzücülerle buluşturarak branşın gelişmesine katkı verilmektedir.
Yüzücülerimizin peş peşe kırdığı rekorlar gündemde. Bu başarıları gördükçe neler hissediyorsunuz?
Ben bu başarıların her geçen gün artacağını ve özellikle önemli spor organizasyonları olan Avrupa, dünya ve özellikle Olimpiyatlarda başarılı olacağımızı düşünüyorum. Yüzme alanında özellikle son birkaç yılda yakalanan başarılar emeğin ve özverinin eseridir. Bu başarılar bizleri oldukça mutlu ederken doğru yolda olduğumuzu da gösteriyor diyebilirim. Bence hiçbir başarı tesadüf değildir ve bütüncül yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Sporcuların başarılarında kendi özverileri, emekleri olduğu kadar Gençlik ve Spor Bakanlığının, Spor Genel Müdürlüğümüzün, Yüzme Federasyonun, kulüplerimizin ve kulüplerin bünyesinde onları yetiştiren bireysel antrenörlerin de çok önemli payları var. Sistemli bir çalışma, sürdürülebilir başarının anahtarı olacaktır. Federasyonumuz yönetimsel olarak başta Federasyon Başkanımız, Milli takım, TOHM (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi) ve Federasyon Olimpiyat Teknik Heyeti başarı için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Ve bu başarılar bizlere idari anlamda da daha çok çalışmamız gerektiğini gösteriyor.
Federasyon olarak hedefiniz nedir?
Hedeflerin bitmediği bir sektörde çalışıyoruz. Ben federasyonların iki hedefinin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu doğrultuda en önemli hedef, yüzme branşının ülkemizde gelişmesi, tanınması ve uluslararası düzeyde ülkemizi başarıyla temsil edecek sporcuların yetiştirilmesi, desteklenmesidir. Federasyon olarak bu doğrultuda hareket etmeye özen gösteriyoruz. Ülkemizde yüzme branşının gelişmesi adına tüm projelere elimizden geldiğince destek veriyor, vizyoner tüm çalışmaları önemsiyoruz. Özellikle sportif kurumsallaşma diye bir kavram var ve bunu gerçekleştirme yolunda çok önemli adımlar atıldığını düşünüyorum. Spor dinamik bir sektör ve bu sektörde hedeflere yol alırken strateji ve planlamanınız önem taşıyor. İdari ve teknik alanlarda kalıcı başarılar için sportif kurumsallığı sağlayarak ülkemizde örnek olan federasyonların arasında yer almak istiyoruz. Sportif başarılar geldikçe branşın gelişmesi ve dolayısıyla marka etkileşimi açısında branşın ekonomisine de doğrudan etki yaratacak ve sponsorlarında daha da ilgisini çekecek bir branş olacaktır. Biz federasyon olarak sağlık sponsorluğunda marka değeri olan bir kurumla anlaştık ve bu sayılar artarak devam edecektir. Etmesi gerekiyor.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Açık su ve havuz yarışlarında master kategorilerde fırsat buldukça yüzen biriyim ve bire bir saha boyutundaki eksikleri de görme fırsatım oluyor. Umuyorum ki ülkemizde tüm spor yatırımları kısa sürede meyvelerini verecektir. Sportif başarılar geldikçe, popüler branşlara olan ilgiyle birlikte olimpik branşlara olan ilgi de artacaktır. Ülkemizde çok büyük bir potansiyel var. Bunun için tüm spor paydaşlarının özveriyle çalışarak, başarı hedefi doğrultusunda yol alınması gerekiyor. Önümüzdeki önemli şampiyonlarda ve özellikle olimpiyat oyunlarında başarının yakın olduğunu söyleyebilirim.
Bir cevap yazın