Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Saadet Selin Top, ülkemizde havuz sektörünün önemli bir ekonomik faaliyet alanı haline geldiğini belirterek “Havuz ile ilgili işlemlerde bulunan operatörlerin eğitiminin tamamlanması ve günlük rutin işlemlerinin mutlaka sıkı takibi gerekmektedir.” Dedi. Top, Havuz&Sauna Dergisi’ne verdiği röportajda önemli konulara değindi.
Öncelikle kendinizden ve Kimya Mühendisleri Odası’nın kuruluşundan, faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum, Kimya Yüksek Mühendisiyim. İlaç sektöründe Ruhsatlandırma Müdürü olarak çalışıyorum. Öğrenciliğimden bu yana da meslek odamdayım.
Kimya Mühendisleri Odası, Türk Mimar Ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı 24 odadan birisidir. Anayasa’nın 135. Maddesine göre kurulmuş (1954), Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.
Meslek odamızda mesleğimizin ilerlemesi ve meslektaşlarımızın haklarının korunması, ihtiyaçları olan mesleki donanımın sağlanması, gelecekte meslektaşımız olacak öğrenci üyelerimiz için çalışmalar yürütülmektedir. Daha güçlü bir kimya mühendisliği, biyomühendislik için sanayi, üniversite, kamu ve meslek odasını bağlayacak sempozyum, kongreler düzenliyoruz. Bu kongrelerin içeriği farklı sektörlerden oluyor. Üyelerimiz çok çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda bilgi birikimimizi kamuoyunu çeşitli başlıklarda bilgilendirmek için kullanıyor; yerel yönetimlerle hem meslektaşlarımız hem de toplum için çalışmalar yapıyoruz. Eğitimlerimiz, söyleşilerimiz ve çalışmalarımızdan haberdar olmak isteyenler sosyal medya hesaplarımızı ya da www.kmo.org.tr’den İstanbul Şubesi’ni takip edebilir.
Kimya Mühendisleri Odası olarak üretim, satışlar, yatırımlar, ar-ge, çevre, ithalat, ihracat, yeni teknolojiler, mevzuat, teşvikler, AB uyumu gibi konularda sektör ve alt sektörlerin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişim meslektaşlarınıza nasıl yansıyor?
Son pandemi dönemini dışarıda tutarak konuşacak olursak sanayinin yalnızca ulusal değil uluslararası düzeyde rekabet edebilmek için günceli yakalamaya çalıştığını görüyoruz. Ar-Ge çalışmalarının teşvikler, Ar-Ge merkezleri, Teknopark ve Teknokent’ler ile hızlandığını gözlemliyoruz. Burada sanayicinin teşvikleri bir ek gelir gibi görmenin ötesinde gerçekten bir yenilik getirecek projelerinin olması ve devletin de bu projeleri desteklemesi önemli. Hali hazırda büyük sermayeyi destek değil, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, artı değer katacak projelere teşvikler artmalı. Teknolojik gelişmeler ve Ar-Ge konusunda iyi bir ivme görmekle beraber ne yazık ki çevre hassasiyeti noktasında geri kaldığımızı söyleyebiliriz. Sanayicinin yer yer “ne kadar kirletirsem öderim” mantığıyla yaklaşması, çevre ve insan refahından önce kar odaklı düşünerek bu değerlendirmeye gerekli önemi vermemesi ne yazık ki sanayi yoğun bazı bölgelerde hem halk sağlığını hem de çevreyi tehdit ediyor. Burada dünyada tartışılan yeşil mühendislik, mühendislikte ekolojik yaklaşımları takip etmek, AB ile de uyum doğrultusunda sadece mesleki bir gereklilik değil insani bir görev. İklim değişikliğinin tüm dünyayı tehdit ettiği bir dönemde, mühendislik bilimini çevrenin yararına kullanmalıyız.
AB ile uyum konusunda da çeşitli sektörlerde AB kılavuz ve yönetmelikleri referans alınarak güncellemeler yapılıyor, sektör bununla uyumlu hale getiriliyor. Kendi alanımdan söyleyecek olursam; İlaç Sektörü Avrupa uygulamalarını çok yakından takip ediyor ve uluslararası arenada rekabet gücüne sahip. Burada sıkıntı uygulamada çıkabiliyor. AB ile uyumlu yönetmelikler, kılavuzlar hazırlanıyor ancak buna uyum noktasında hem ilgili firmanın yaklaşımı, hem yeterli denetim mekanizmalarının bulunmaması, ya da denetimde de bazen denetçiye göre farklı yaklaşımlar olması durumu, özünde AB uyumluluğunu sorgular hale getirebiliyor. Yine de bu açıdan fena olmayan bir ivmede olduğumuzu söyleyebiliriz.
Meslektaşlarımız da kendisini sürekli yeniliyor, günceli takip ediyor, uluslarası gelişmeleri izlerken uygulamalara hakim olacak donanım için yaşam boyu bir öğrenme sürecinde oluyor. Mühendislik bilgisini daima güncelliyor.
Havuz kimyasalları Türkiye’de çok konuşulan, zaman zaman tartışılan bir konu. Ülkemizde havuz kimyasallarının üretimi ve kullanımı hakkında neler söylemek istersiniz?
Ülkemizde havuz sektörünün oluşumu 1970’li yıllarda başlamış ve giderek artan çevre kirliliği ve turizm sektöründeki gelişmeler nedeni ile 1980’li yıllarda yaygınlaşarak önemli bir ekonomik faaliyet sahası haline gelmiştir. Gelişmelere bağlı olarak havuz suyunun daha işlevsel ve sağlıklı kullanımı amacıyla şartlandırma kimyasalları devreye girmiştir. Önceleri sadece dezenfeksiyon işlemi için kullanılan kimyasalların sayıları zamanla ihtiyaca yönelik 15-20 kaleme kadar artmıştır. Yabancı menşeili firmalar aracılığı ile ithal edilen kimyasalların bir kısmı yerli üreticiler tarafından da üretilmektedir. Ancak dezenfeksiyon amacı ile “toz klor” tabiri ile kullanılan ürünler hala itahalat yoluyla temin edilmektedir.
Bu kimyasalların kullanımına ilişkin birçok havuz işletmecisi ve kimyasal tedariği yapan firmalarda bilgi eksiği bulunduğu piyasada da bilinmektedir. Kimyasalların kullanımı ve havuz suyunda oluşabilecek sorunların çözümü uzmanlık isteyen konulardır. Dolayısıyla mutlaka bir uzmanın sürekli kontrolü altında takip edilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda hergün havuz ile ilgili işlemlerde bulunan operatörlerin eğitiminin tamalanması ve günlük rutin işlemlerinin mutlaka sıkı takibi gerekmektedir.
Kimya Mühendisleri Odası, kuruluş tarihi itibariyle Türkiye’deki kimya sektörünün gelişimine de tanıklık ediyor. Özellikle havuz kimyasalları alanında ülkemizde üretim yapan firmaların gerek arge, gerekse inovatif yaklaşımları hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de yetişen kimya mühendislerinin bu alanlardaki yetkinliğini nasıl notlarsınız?
Havuz kimyasalları sektörün büyümesi ile birlikte yaygınlaşan ancak büyümeyle birlikte ciddi sorunlarla da baş başa olan bir sektör haline gelmiştir. ARGE ve inovatif yaklaşımlardan önce kimyasalların doğru kullanımı ile ilgili problemler bulunmaktadır. Üretici firmalar konuyla ilgili ciddi bir ARGE yaklaşımı göstermemektedir. Bunun nedeni ise kimyasalların sektörde kuralları oturmuş olmasıdır. Ancak kuralların çoğu zaman yanlış yorumlanıyor olmasından kaynaklı uygulama problemlerinin çözülmesi gerekmektedir.
Havuz kimyasalları kullanımında en çok yapılan yanlışlar nelerdir? Oda olarak gerek havuz operatörleri gerekse diğer kullanıcılar için yürüttüğünüz eğitim çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Genel olarak değinmek gerekirse, havuz suyunun hangi şartlarda olacağı ulusal/uluslararası standartlar ve Sağlık Bakanlığı yönetmelikleri ile belirlenmiştir. Operatör ve kimyasal tedarikçilerinin/uzmanının/mühendisin havuz suyunun standartlara uygun hale gelmesi için yapılan kimyasal analizlere göre karar vermesi gerekmektedir. O nedenle mutlaka günlük/haftalık/aylık belirli kimyasal-biyolojik analizlerin tekrarlanıp analiz sonucuna göre kimyasal kullanılmalıdır. Ancak bu işlem çoğu firma/uzman/operatöre iş yükü getirdiği için ezbere bir kimyasal kullanımı söz konusu olabiliyor. Bazen de sorunların fazla kimyasal kullanımı ile çözülebileceği görüşü hakim olabiliyor. Oysa hedef uygun kimyasal ve uygun dozdur. Aşırı kimyasal kullanımı havuz kullanan insanların sağlığı için tehlike yaratmaktadır.
KMO olarak yönetmeliklerde de belirtilen ve yetkimiz doğrultusunda havuz operatörlerine yönelik eğitimler düzenleyerek operatörlerin mesleklerine bilimsel yaklaşımlarda bulunmalarını sağlıyoruz. Eğitimlerimiz sektörde uzun yıllar çalışmış uzman kimya mühendisleri tarafından verilmektedir.
Kimya sektörünün gelişiminde etkili olan argümanlar nelerdir? Kimya mühendisleri bu gelişimde nasıl bir yerde konumlanıyor?
Kimya sektörünün gelişiminde etkili argümanlardan en temel olanı kimyasalların yaşamı kolaylaştırılması diyebiliriz. Hayatımızdaki her şey kimya; aldığımız havada, kullandığımız materyallerde, yediğimiz maddelerde, evimizde kullandığımız temizlik ürünlerinde, arabaların, binaların boyasında, hayatımıza değen her yerde kimya var. Toprağı, suyu kirletmek değil, daha iyi bir çevre için kullanılabilir kimya.
Bu kimyasalların üretim süreçlerinin optimize edilmesi için proses bilgisine sahip kimya mühendisleri ve biyomühendisler gereklidir. Kimyasallara ulaşılması, üretimi, proses kontrolü, satışı gibi aşamaların tümünde, konusunda uzman mühendislerin olması gerekiyor.
Yüzme Havuzu sektörü birçok disiplini bir arada bulundurarak her geçen yıl daha da büyüyüp gelişiyor. Kimya mühendisliğinin bu sektör için önemine değinir misiniz? Kimya mühendisleri, söz konusu sektör içerisinde yeteri kadar istihdam ediliyor mu?
Daha öncede değindiğim üzere sektörün genişlemesi ile birlikte sorunlar da beraberinde büyümektedir. En büyük sorun ise bu işlerin sektörde uzman kişilerce yapılmamasıdır. Kimya Mühendisleri sektörün neresindedir veya neresinde olmalıdır sorusu sorulmalıdır? Kimya mühendisleri kimyasalların hammadden son kullanımına kadar her adımımında olmalıdır. Hammaddelerin tedariği, kalite kontrolü, üretim, ar-ge, ür-ge, satışı ve teknik servisi gibi tüm adımlarında kimya mühendisi istihdamı olması gerekmektedir.
Biyomühendis meslektaşlarımızın da bu sektörde gerek satışta gerek sanitasyonda çalışmaktadır.
Sektörde farklı uzmanlık alanlarından birçok kişi çalıştırılmaktadır. Ancak söz konusu son kullanıcılar insan ve sağlığı olduğundan süreç mutlaka uzman kişilerce yürütülmelidir. Kimya mühendisleri de bu konuda uzman ve uzman olmaya adaydır.
Kimya denince aklımıza direkt olarak çevre ve sağlık geliyor. Çevre dostu, sağlığa zararsız havuz kimyasalları uygulamaları noktasında neler söylersiniz? Sektörde bu konudaki gelişmeler nedir?
Havuz kimyasalları nihayetinde insana temas ettiğinden dolayı insan sağlığı açısından sıkıntı yaratmayacak ürünlerden oluşmalıdır. Ancak burada kilit nokta ‘’uygun kimyasal, uygun doz’’ dur. Zararsız diye adlandırılan kimyasalların aşırı doz kullanımı zararlı hale gelmektedir. Kimya sektöründe de teknolojik yeniliklere bağlı gelişmeler olmaktadır. Örneğin nanoteknolojik kimyasallar ile hedefe yönelik kimyasallar üretilmektedir. Ancak havuz kimyasallarında şimdilik bunu söylemek mümkün gözükmüyor.
Kimya mühendisi “Sağlıklı bir yüzme havuzu” nu nasıl tanımlar?
Havuz sistemi sürekli kullanıldığı için durağan değil canlı bir sistemdir. O nedenle standartlara uygun hale getirilmiş ve uygunluğu sürekli takip altında olan havuz sağlıklı bir havuzdur diyebiliriz.
Pandemi dönemi Kimya sektörünü nasıl etkiledi?
Pandemi süreci tüm sektörler gibi kimya sektöründe de oldukça sert geçti. Çin’de başlayan süreç tüm dünyayı etkisi altına alırken bazı ülkelerde yaşanan shut-down’larda hammadde gelişinde ciddi sorunlar yaşandı. Hammadde gelemeyince gerçekleşemeyen/tıkanan üretim ve ar-ge süreçleri sektörü oldukça zorladı.
Süreç içerisinde yaşanan ekonomik kriz, bu krizin döviz kurunda yarattığı dalgalanma da özellikle dışarıdan hammadde alan firmalar için ciddi bir probleme dönüştü.
Sektörlerin birbirine bağlılık halini de es geçmemek gerekiyor. Örneğin pandemi ile inşaat sektörünün durması, boya sektörünü doğrudan etkiledi.
Diğer yandan da pandemi sürecinde dezenfeksiyon ve önlemler göz önüne alındığında ambalaj sektörü ve bunun yan sektörlerinde işlerin oldukça yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Benzer şekilde gıda sektörü, temizlik ürünleri, biyosidal ürünleri üreten firmaların da oldukça hareketli bir dönemden geçtiğini gözlemledik. Yani olağanüstü koşulların getirdiği/yarattığı ihtiyaçlara bağlı olarak bazı sektörlerin sıkıştığı, bazılarınınsa büyüdüğünü söyleyebiliriz.
İşyerlerinde pandemi önlemleri için şubemiz bilgilendirme broşürleri çıkardı. Ancak üyelerimizden aldığımız geri bildirimlerde ne yazık ki gerekli koşulların her yerde sağlanamadığı şeklindeydi.
Burada özellikle meslektaşlarımıza değinmemiz gerekiyor. Bu sert sürecin bazı meslektaşlarımıza yansıması işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, kısmi çalışma ile azalan maaşlar oldu.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Meslek odamız doğayı, toplumu, çalışanların sağlığı ve güvenliğini, bilimi, meslek etiğini ön plana alan bir mühendislik için 1954’ten bu yana emek veriyor. Kimya sektörünün her alanda büyüyebilmesi, mesleğin ve meslektaşlarımızın refahı, ilerleyebilmesi, bilimsel çalışmaların artması, uluslararası standartlara ulaşmak için sanayi üniversite ve meslek odalarının birbirleri ile daima dirsek temasında olması çok önemli. Bizler Kimya Mühendisliği, Biyomühendislik mesleği bilimleri ve meslektaşlarımız için çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız. Pandeminin bittiği, o zamana kadar aşılandığımız, fiziksel mesafelendiğimiz, bulaş riskinden “mümkün olabildiğince” uzak olduğumuz, zamanlarda görüşmek üzere.
Bir cevap yazın