Küresel düzeyde var olabilmek ve sürdürülebilirlik için AR-GE ve ÜR-GE çalışmaları oldukça önemlidir. Yeni bilgilerin ve geliştirilen malzemelerin sektörde kullanılabilmesi için üniversite-sanayi iş birliği ise şarttır. Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ulaş Atmaca, havuz ve sauna sektörlerinde üniversite- sanayi işbirliklerini, AR-GE ve ÜR-GE çalışmalarının projeye katkılarını ve havuz projelerinde mühendislik bilgisinin önemini Havuz& Sauna dergisine anlattı…
Röportajımıza sizi tanıyarak başlamak isteriz. Kendinizden, akademik kariyerinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Öncelikle bana böyle bir fırsat tanıdığınız için yayın kurulunuza teşekkür ederek, sözlerime derginizin sektörde çok önemli bir boşluğu doldurduğunu belirterek başlamak isterim. Bu vesileyle saygıdeğer okuyuculara da en içten selamlarımı sunarım.
1978 yılında Akşehir’de dünyaya geldim. 2000 yılında Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden lisans diplomamı aldım. 2003 yılında Yüksek Lisans ve 2013 yılında doktora derecelerimi Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde tamamladım. 2000-2014 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalıştım. 2014 yılından itibaren aynı bölümde Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışmaktayım. Halen 2018 yılında Selçuk Üniversitesi’nden ayrılarak kurulan Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü’nde görev yapmaktayım. Bölümümüzde ısı transferi, akışkanlar mekaniği, mekanik tesisat ve iklimlendirme sistem tasarımı gibi derslere girmekteyim. Çalışma konularım olarak hesaplamalı ısı transferi, sıhhi tesisat konularını sayabilirim.
Makine mühendisinin AR-GE ve ÜR-GE projelerinde yer alması neden çok değerlidir? Makine mühendislerinin Türk Sanayi Sektörü’nün gelişimine katkısı nedir?
AR-GE ve ÜR-GE, projelerin hayata geçmeden önce detaylı bir şekilde araştırılması ve istekleri karşılamak üzere, geliştirme çalışmalarını içerir. Kısacası AR-GE ve ÜR-GE, ürünün kullanıcı ile buluşmadan önceki gelişim süreçlerinin tamamıdır. Bu süreçlerde bir aksama olması durumunda uygulamaya geçirilecek alternatif planlar da AR-GE’ nin kapsamı içindedir. Bir projeye başlamadan önce, son ürünün maliyetine kadar her aşamayı en ince ayrıntısına kadar inceleme ve geliştirme aşamalarının bütünüdür. Ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet için araştırma ve geliştirmeye çok önem vermek gerekiyor. Ürün geliştirme faaliyetlerinde temel amaç ise ürünün ortaya çıkarılmasıdır. Yani önce AR-GE daha sonra ÜR-GE gelmektedir. ÜR-GE bir üründeki geliştirmeyi, yani artırımlı iyileştirilmeleri kapsar.
Bu aşamaların her birinde modern teknik ve yeni gelişen bilgilerin projeye aktarılması gerekir. Makine mühendislerinin çalışma yelpazesinin geniş olmasından dolayı hangi sektörde olursa olsun bu projelerin her aşamasında makine mühendislerine büyük görevler düşmektedir. Sektörde birçok mühendis de zaten AR-GE mühendisi olarak çalışmaktadır.
“Türk sanayi sektörünün dünya ile rekabet edebilmesi için yeni bilgilerin ve modern tekniğin her aşamada kullanılması gerekir”
Yeterli düzeyde yapılmayan AR-GE hem zaman kaybına hem de ürünlerin beklenenden yüksek maliyetle üretilmesine neden olur. Küresel düzeyde var olabilmek ve sürdürülebilirlik için AR-GE ve ÜR-GE olmazsa olmazdır.
Konya Teknik Üniversitesi bilgi, tasarım ve teknoloji üretilmesine öncülük etmek; ulusal ve küresel ölçekte çalışmalara imza atacak mühendisler yetiştirmek adına nasıl bir eğitim stratejisi uyguluyor?
Konya Teknik Üniversitesi her ne kadar 2018 yılında kurulmuş olsa da kökü çok eskilere dayanan bir üniversitedir. Gerek eğitim kadrosu gerekse birikimi ile ülkemizin ve bölgenin önde gelen kurumlarındandır.
Üniversitemiz, “etik değerlere bağlı, girişimci ve yetkin bireyler yetiştirmek; bilgi, tasarım ve teknoloji üretilmesine öncülük etmek; bilgi ve tecrübeyi bölgesel, ulusal ve küresel ölçekte toplum yararına sunmak” misyonunu benimseyerek “mezunları evrensel değerlere bağlı, araştırmacı, üretken, paylaşımcı, öz güvenli ve yetkin olan; sürdürülebilir ve yenilikçi araştırmalarla bilim ve teknolojiyi üreten; toplumun kalkınması ve refahı için insan ve çevre odaklı çözümler sunan; alanlarında öncü araştırma faaliyetlerini tasarlayan ve gerçekleştiren bir araştırma üniversitesi olma” vizyonuyla yola çıkmıştır.
Bu kapsamda nitelikli mühendisler yetiştirmek adına modern teknikleri kullanan, bilgiyi özümsemiş ve bu bilgiyi karşılaştığı problemlerde uygulayabilen araştırmacı, öz güveni yüksek insanlar yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Öğrencilerimizin bilgiye kolayca ulaşabildiği ve bu bilgiyi uygulamaya koyabileceği ortamlar hazırlamaya çalışıyoruz. Uygulama projelerine ve stajlara bilginin hayata geçtiği alanlar olarak bakılıyor ve oldukça fazla önem veriyoruz. Üniversitemiz TEKNOFEST’in paydaşıdır. Öğrencilerimiz bu gibi platformlarda bilgi birikimlerini uygulamaya dökebilmektedir.
Önceki yıllarda bazı kurumların tesisat ve yalıtım ile ilgili bilgi yarışmaları yapılırdı. Bu gibi yarışmalarda da makine mühendisliği ve mimarlık gibi bölümlerimiz birçok başarılar elde etmiştir. Üniversitemiz başarılı olan öğrencilere yandal ve çift anadal eğitimi şansı ile bir sertifika veya diploma vermektedir. Böylece başarılı olan öğrencilerimiz ilgi duydukları başka bir bölümden dersler alarak bilgi birikimlerini artırmaktadır.
Öğrencilerimizin dünyayı tanımaları açısından ERASMUS gibi yurt dışı eğitimlerini de üniversitemiz desteklemektedir.
Makine mühendisliğinin mekanik gelişim ve değişim açısından yüzme havuzu sektörünün gelişimine etkisi ve katkısı nedir?
Yüzme havuzu mekanik tesisatın bir alt koludur. Önceden sadece yaz aylarında tercih edilen yüzme sporu modern çağ ile beraber dört mevsim tercih edilen bir konuma erişmiştir. Yüzme havuzu tesisatı mekanik tesisatın sadece havuz kısmını değil spor yapılan bölge dışında ısıtma, havalandırma, sıcak su, soğuk su, pis su tesisatı gibi birçok kısmını da kapsamaktadır. Bu tesisatların her birinde makine mühendislerine çok önemli işler düşmektedir. Ayrıca bunların herhangi birinde oluşacak aksaklık tüm tesisi etkilemektedir. Bildiğim kadarıyla havuz ve sauna tesisatında her türlü donanımı ve parçasını ülkemizde üretebilmekteyiz. Her sektörde olduğu gibi havuz sektöründe otomasyon öne çıkmaktadır. Otomasyon sisteminde dışa bağlı olduğumuz bir gerçektir.
Havuz tesisatında donanımın çok kaliteli ve kolay bozulmayan malzemeden yapılması en önemli konulardan birisidir. Zira havuzlarda ıslak zeminlerde elektrik tesisatı da kullanılmaktadır. Benzer şekilde ıslak zeminlerin kolay kir tutmayan, paslanmaz, küflenmez ve kaymaz malzemelerden üretilmesi zorunludur. |
Nemli ve sıcak ortamlar mantar ve bakterilerin en iyi yerleştiği ve yayıldığı ortamlardır. Sauna ve havuzlar da bu ortamı sağlayabilen tesisatlardır. Her ne kadar kullanıcılarında hijyene gereken önemi göstermesi gerekirse de özellikle tatil yörelerinde kullanıcıların keyfi davranışları ile karşılaşılabiliniyor ya da küçük yaşlarda yüzme sporuna başlayan çocuklarımız gereken hijyeni gösteremeyebiliyorlar. Bu durumlarda da tesisatın mantar ve bakteri barındırmayacak, birikinti yapmayacak şeklide tasarlanıp temizlenebiliyor olması gerekiyor. Ayrıca sauna gibi yüksek sıcaklıklı ortamlarda malzemelerin bu sıcaklıklara dayanıklı olması önemlidir.
Benzer şekilde yine sağlık açısından havuz suyunun filtrasyonu, taze su beslemesi, gerekli ve yeterli miktarlarda klor ve temizleyici kimyasalların kullanımı en başta sayabileceğimiz konular arasında gelmektedir.
Görüldüğü gibi havuz tesisatında hemen her aşamada mühendislerin katkısı vardır. Ürünlerin imalatından montajına kadar çok sıkı kontrollerden geçirilerek işlemlerin tamamlanması gerekir.
“Yerli sanayimizin uluslararası düzeyde rekabet edebilmesi için kaliteli ürün üretmesi zorunludur”
Yüzme havuzu malzeme ve ekipmanlarında ileri teknolojik ürün, kalite belgesi ve norm uygunluğu konusuna yerli üreticilerin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu noktada üniversite -sanayi iş birlikleri hakkında neler söylersiniz?
Sadece havuz ve sauna tesisatında değil bütün tesisat parçalarının standartlara uygun ve kaliteli olması gerekir. Çünkü bir kere montajı yapıldıktan sonra bir daha değiştirilmesi hem işçilik hem de maliyet açısından çok zordur. Daha öncede söylediğim gibi havuz sektöründe her parçayı ülkemizde üretebiliyoruz. Tabi bu parçaların üretiminde de kalite olmazsa olmazımızdır. Yerli sanayimizin uluslararası düzeyde rekabet edebilmesi için kaliteli ürün üretmesi zorunludur.
Tesisat sektörü ülkemizde çok dinamik ve günceli takip eden bir konumdadır. Yeni bilgilerin ve geliştirilen yeni malzemelerin sektörde kullanılabilmesi için üniversite-sanayi iş birliği şarttır. Ancak henüz üniversite- sanayi iş birliği gereken seviyeye ulaşamamıştır. Bunun bir sebebinin Konya’da az sayıda havuz-sauna tesisatı olması diye düşünüyorum. Tatil yörelerinde tesislerin birçoğu doğrudan kazanç odaklı çalıştıklarından, buralarda da açıkçası beklenen sevide bir iş birliği olduğunu söylemek zordur.
Tesisatın hemen her biri insan sağlığı ile yakından ilişkilidir. Havuz ve sauna tesisatının her parçası çok özenle tasarlanıp üretilmesi gerekir. Bu açıdan üniversite- sanayi iş birliğinin geliştirilmesi kaçınılmazdır.
Tabi burada üniversite- sanayi iş birliği derken sadece makine mühendisliği ile olan iş birliğinden söz etmiyorum. Havuz ve sauna tesisatı yer seçiminde, mimarlara. Statik projeleri için inşaat mühendislerine, havuz ve sauna aydınlatması için elektrik mühendislerine, suyla temas eden malzemelerin seçiminde malzeme mühendislerine, suyun temizlenmesi için kullanılacak kimyasallar için kimya mühendislerine, çevre tasarımı için peyzaj mimarlarına hatta doktorlara, spor eğitmenlerine, tesisatta çalışacak temizlik görevlilerine kadar herkese büyük görevler düşmektedir.
Gördüğümüz gibi havuz ve sauna sektörü çok geniş bir meslek grubuna hitap eden kapsamlı bir tesisattır. Bu durumda sektörün üniversite- sanayi iş birliğinden kaçması olanaksızdır.
Ülkemizde inşa edilen yüzme havuzlarında kullanılan mekanik tesisatları, teknolojik anlamda sektörün gelişmiş olduğu ülkelerle kıyasladığımızda nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz? Havuz sektörü bileşenlerinin mühendislik bilgi ve birikimi konusunda neler söylersiniz?
Üzerinde yaşadığımız coğrafya, tarihte ilk defa havuz ve sauna tesisatının uygulandığı coğrafyadır. Antik kazılarda mutlaka bir hamam ve su arkı görülebiliyor. Bana göre, bizim bu konuda tarihi birikimi kullanarak dünyada söz sahibi olduğumuz bir alan olmalıydı.
Mühendislik eğitiminde özellikle makine mühendisliği bölümlerinde havuz ve sauna tesisatı konularının alt yapısını oluşturan dersler işlenmektedir. Bunları kısaca şu şekilde sayabiliriz; termodinamik, akışkanlar mekaniği, ısı transferi, mekanik tesisat, iklimlendirme dersleri, pompa tasarımı, ısı değiştiricisi gibi… Bu derslerde alınan bilgiler ile sadece havuz –sauna tesisatı değil bütün tesisatların çözümlemesi yapılabilir. Bu derslerde bilgilerin öğrencilerimize yeterli seviyede aktarıldığı kanısındayım.
Havuz sektöründe kullanılan mekanik ekipmanların neredeyse hepsi ülkemizde de üretilmektedir. Ancak ürünlerin kalitesi ve AR-GE’ sinde hâlâ eksiklerimiz mevcuttur. Diğer ülkeler ile rekabet için tamamlanması gereken birtakım eksikliklerimiz ne yazık ki var. Sektörde var olabilmek için AR-GE’ ye önem vermek gerekir.
Ölçme ve değerlendirme kuruluşları tarafından onaylanmış ürünlerin mühendislik tasarımı ve uygulamaları açısından önemi nedir? Standartlara uygun ürün kullanımı konusunda yeterli hassasiyete sahip miyiz?
Özellikle tesisat konusunda her bir parçanın standardı vardır. En ufak bir parçanın (bir contanın bir vidanın) bile yerinde kullanılmaması durumunda, hemen olmasa bile ilerleyen yıllarda sorunlar çıkar. Bir projenin her noktasına en ince ayrıntısına kadar uymak gerekir.
İlk başta standartlara uygun ürün kullanmak işleticilere daha masraflı gibi görünebilir. Ancak problem oluşması durumunda maliyetinin çok fazla olacağı aşikârdır. Ülkemiz geçtiğimiz yıllarda kuraklık açısından sıkıntılı günler geçirdi. Suyun tek damlasının bile ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle yazlık sitelerde yanlış tasarlanan ve zemini düzgün yapılmayan birçok havuzda ciddi oranlarda su sızıntıları ve su kayıplarının yaşandığı bir gerçektir. Zira yazlık siteler genellikle kontrolden uzak ve düşük maliyetle çalışan tesislere sahiptir. Baştan düzgün yapılmayan tesiste sonradan yapılacak tamirat işleri gerçekten çok zor ve maliyetli olmaktadır. Havuz işletmesinin kendi zaten maliyetlidir. Bir de buna su kayıpları ve tamirat masrafları eklenirse kullanıcılar açısından çözümü zor durumlar oluşabiliyor. Hatta bazı durumlarda iş yargıya bile taşınabiliyor.
Özellikle üst katlarda tasarlanan havuz tesisatlarında mühendislik desteğinden daha fazla yararlanmalıdır. Zira bina zemin hareketleri ve su yalıtımları dikkate alınmazsa alt katlara su sızıntıları kaçınılmaz olur.
Standartlara uygun kaliteli ürün kullanımı ilk başta tesis sahiplerine külfet gibi gelebilir. Ancak ilerleyen yıllarda karşılaşacakları problemler ilk baştaki masraftan daha büyük olmaktadır.
Yüzme havuzlarında filtreleme, dezenfeksiyon ve ısıtma sistemleri gibi pek çok sistem, makine mühendisliği disiplini gerektiriyor. Bu alanlarda yeterince mühendislik hizmetinin alınmaması ne gibi sakıncalar doğurur?
Bu soruya sadece havuz ve sauna tesisatının kurulması aşamasında değil işletilmesi sırasında da mühendislik desteğinin alınması gerektiği şekline yanıtlayacağım. Tesisatın kurulması aşamasında mühendislik desteğinin alınmamasına yukarıda değindik. Asıl işletilmesi sırasında, örneğin havuzun ısıtılması için uygulanabilecek alternatif enerji kullanımı gibi kalemlerde de makine mühendislerinin bilgisine başvurulmalıdır.
Havuzda yanlış bir pompa seçimi enerjinin boşa gitmesine neden olacak ve verimli çalışmasını engelleyecektir. Benzer şekilde kapalı havuzlarda uygun havalandırma ve iklimlendirme sistemi seçilmezse veya işletilmesi sırasında yanlış uygulamalar olursa maliyetleri önemli oranda arttıracaktır.
Tesisat kurallarına göre döşenmezse kimi hastalık yapan bakterilerin üremesine uygun ortamlar oluşabilir. Onların da önlenmesi açısından çok dikkat etmek gerekir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bana böyle bir olanak sağladığınız için çok teşekkür ederim. Değerli okuyuculara sağlıklı güzel günler dilerim.
Bir cevap yazın