The European Union of Swimming Pool and Spa Associations (EUSA) Başkanı Bert Granderath, Havuz& Sauna Dergisi’ne verdiği özel röportajda Avrupa ve Türkiye yüzme havuzu sektörünü değerlendirdi. Granderath, Türkiye’de turizmin yüksek statüsünün pazarın güçlenmesine katkıda bulunduğunu belirtti.
The European Union of Swimming Pool and Spa Associations (EUSA)’ın kuruluşundan ve faaliyetlerinden bahseder misiniz?
EUSA 12 farklı Avrupa ülkesinden, yüzme havuzu ve sağlıklı yaşam derneklerini bir araya getirdi. Burada Türkiye’nin yanı sıra İngiltere, Fransa, İspanya, Belçika, Avusturya, İsviçre, Almanya, Portekiz, Yunanistan, İtalya ve İsveç var. Her şeyden önce, bireysel derneklerin üyelerine de fayda sağlayan, uluslararası bir ağ oluşturmak ve genişletmekle ilgili bir kuruluşuz. Buna ek olarak, EUSA Avrupa standardizasyon çalışmasına dahil olarak, sektördeki halkla ilişkiler çalışmalarını güçlendirir ve Brüksel’deki bir izleme ortağıyla birlikte tüm derneklerin her zaman en son AB direktifleri ve siyasi projelerle güncel kalmasını sağlar. EUSA’nın çalışmalarının öne çıkan noktalarından biri, her yıl – genellikle uluslararası bir ticaret fuarında – verilen EUSA Ödülüdür.
Havuz ve Spa sektörünün gelişip disipline edilmesi, ulusal ve uluslararası pazarda etkinliğini artırmasında derneklerin önemi nedir?
Dernekler ekip çalışması ile karakterize edilir. Geçmişte, birlikte çalışıldığında çok daha fazlasının başarılabileceğini gördük. Özel olarak kullanılan yüzme havuzları için Avrupa standartları üzerinde yapılan çalışmalardan, özellikle dezenfektanların yerinde üretimi için AB biyosit yönetmeliğinde yapılan değişikliklerden ve yüzme havuzu pompalarının enerji verimliliğini artırma çabalarından bahsetmek istiyorum. Dernekler, piyasayı teşvik edecek şekil ve çerçevede koşulları tasarlamaya yardımcı olabilir. Ayrıca dernekler halkla ilişkiler çalışmalarında ilgili konuların kamuoyunun odağına alınmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca ağları ve diyalog platformları ile iş ortaklarını bir araya getiriyorlar.
Birlik olarak, uluslararası pazar geliştirme stratejilerinizden bahseder misiniz? Bu stratejinizde Türkiye’nin konumu nedir?
Faaliyetlerimizle öncelikle şirketleri Avrupa’da tanıtmaya, özel yüzme havuzları pazarını güçlendirmeye odaklanıyoruz. Adil işbirliğinden yanayız. Ülkelere özgü tüm farklılıklara rağmen, Avrupa yüzme havuzu sektörü ile eşit düzeyde buluşulması ve ayrıca küçük, büyük, ekonomik olarak daha güçlü veya daha zayıf ülkelerin birbirleriyle eşit düzeyde ilgilenmesi bizim için önemlidir. Tüm EUSA üyeleri, piyasa koşulları ve zorlukları, yeni eğilimler ve düzenlemeler hakkında düzenli alışverişi önemsemekteler. Hepimiz birbirimizden öğrenebileceğimiz gerçeğini takdir ediyoruz. Türkiye dahil tüm EUSA ülkelerinin durumu budur.
Türk havuz sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Zaman içerisinde değişim gösteren Global trendlerde Türkiye’nin yeri nedir?
Türk havuz sektörü etkileyici. Pek çok argümanla birlikte EUSA Ödülü’ne katılan çok sayıda havuz ve spa tesisi de bunu ortaya koyuyor. Türkiye’de turizmin yüksek statüsü kesinlikle pazarın güçlenmesine de katkıda bulunmuştur. Ayrıca özel sektör de büyüdü. Bu büyüme sadece birçok insanı evde kalmaya zorlayan, seyahat etmesini kısıtlayan pandemi nedeniyle evde tatil cenneti talebinin artmasından kaynaklanmıyor.
Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de, insanlar artan sağlık bilincinden, kendi evinin bir statü sembolü haline geldiği “homing” trendinden ve güvenli bir yatırım olarak havuzdan yararlanmaktadır. Turizm son iki yılda zarar görmüş olsa da, otellerin yüzme havuzları ve kaplıcaları alanında büyük bir potansiyel görüyoruz. Ne de olsa Türkiye popüler bir seyahat noktasıdır ve özellikle hamam, sauna ve yüzme havuzlu lüks tatil köyleri ile tanınır.
Dünya genelinde sağlık ve konfor şartları yüksek havuzlarda ekipmanların seçimi, kurulumu ve onarımı; dezenfeksiyonu gibi konularda sektöre yön veren oluşumlar tarafından belirlenen standartlar, bu standartların getirdiği kurallara uyum ve standartlara uygunluğun denetimleri noktasında neler söylemek istersiniz?
Avrupa’da özel olarak kullanılan yüzme havuzları için geçerli olan standartlar, EN 16582 ve EN 16713, Avrupa’daki hemen hemen tüm yüzme havuzu üreticilerinin zaten takip ettiği birçok kuralı büyük ölçüde bir araya getirmiştir. Bununla birlikte, bu iki kural grubuyla birlikte, Avrupa standardizasyon çalışmasına dahil olan tüm ülkelerin oy verdiği, güvenlik ve su kalitesine ilişkin iki standart bulunmaktadır. Elbette burada da tavizler mevcut. Ancak endüstride Avrupa çapında standartlar üzerinde anlaşmanın mümkün olduğu görülüyor. Bu da tüketicilere şeffaflık sağlar ve direk endüstrisine olan güveni güçlendirir.
Size göre havuz sektörünün şu an içerisinde bulunduğu en önemli problemler nedir ve bu problemlerle ilgili çözüm öneriniz nedir?
Şu anda en büyük zorluklar artan hammadde fiyatları, malzeme kıtlığı ve teslimat gecikmeleridir. Yeterince kalifiye uzman bulmak konusunda – ülkeye ve bölgeye bağlı olarak – sorunlar da var. EUSA’da uygulanan, ortaklar arasındaki fikir alışverişi burada çok yardımcı oluyor. Örneğin, insanlar son zamanlarda bekleme sürelerini ve teslimat sorunlarını açıklamak için çeşitli işe alım kampanyaları, siyasi girişimler, devlet finansman fırsatları ve son müşteriler için dernek bilgileri gibi konuları gündeme getiriyor. Bu konuda İngiltere örneğine bakılmasını önerebilirim.
Her yıl düzenlenen European Pool and Spa Awards da sektörde büyük bir heyecanla takip ediliyor. Gelen her yeni proje size ne hissettiriyor?
EUSA AWARD’ın bu kadar olumlu bir yanıt almasından dolayı çok mutluyuz. Her şeyden önce, şu dikkat çekiyor; Avrupa’nın her yerinde harika yüzme havuzları inşa ediliyor. Bu yarışma, en iyilerin en iyilerinin ödüllendirildiği bir yarışma olarak tanımlanabilir. Kural olarak; ulusal federasyonlar, ilgili ulusal yüzme havuzu ödüllerini veya başka bir ön seçimi kazananları “yarışa” gönderir. EUSA’ya gönderim, görüntüleri EUSA Ödülü için kaydeden ulusal dernekler tarafından yapılır. Türkiye’de bunu Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE) yapıyor.
Türkiye’de hiç yüzme havuzunda yüzdünüz mü? Böyle bir deneyim yaşadıysanız düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Türkiye’ye gittim ve tabii ki beni teknik ve estetik olarak ikna eden bir Türk havuzunda yüzdüm. Türkiye’nin plajları, denizi ve güzel manzarasıyla da bir avantajı var. Havuzlara harika bir ortam sağlayabilir ve onları çevreye entegre edebilir. Gündüz ve gece. Akşamları aydınlatılmış bir havuzun başında oturduğunuzu ve denize baktığınızı hayal edin. Bir yüzme havuzu için bundan daha güzel bir ortam olamaz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Röportajınız için EUSA adına çok teşekkür ederim. Derneğimizi derginizde tanıtabildiğimiz için çok mutluyuz. EUSA’nın kurucu üyesi ve German Swimming Pool Association (BSW) Başkan Yardımcısı olarak, herkesin birlikte çalışmaktan, ağını geliştirmekten ve yeni şeylere açık olmaktan ne kadar fayda sağlayabileceğini biliyorum. Tüm EUSA üyelerinin ortak bir amacı vardır; endüstriyi güçlendirmek, ekonomik başarı elde etmek, aynı zamanda diğer ülkelerden insanları tanımak. Bu da “iş ortağı aramak” ve “arkadaş bulmak” anlamına geliyor. Bunu akılda tutarak, gelecekte Avrupa’nın her yerinden arkadaşlarımla yüzme havuzu endüstrisi için çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Bir cevap yazın