“Türk Antrenörleri ve Yüzücülerin Gelişimleri İçin Alt Yapı Çalışmaları Birlikte Planlanmalı”
Yüzme Antrenörleri Derneği’nin kurucularından Brock Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ali Özüak, yüzme sporunda başarının anahtarlarını anlattığı röportajımızda Türkiye’deki havuz sektörünün konumunu, yüzme sporunda ailelere, spor tesislerine ve kulüplere düşen sorumlulukları dile getirdi. Yüzme sporunun gelişmesi için kulüplere büyük iş düştüğünü söyleyen Özüak, yüzücülere sağlanan imkânların motive edici olması gerektiğini söyledi.
Öncelikle kendinizden, spor kariyerinizden ve Tur-Yad’ın kuruluşundan bahseder misiniz?
Yüzme Antrenörleri Derneği’ni 1994 yılında 39 değerli antrenörün katılımı ile eğitim ve yüzme sporuna yön ve katkı vermesi amacıyla kurduk. Serhat Çetinkaya, Levent Camuşcuoğlu ve yönetim kurulumuzla ABD ve Avusturalya’dan kondisyoner, temel eğitim, sualtı analizleriyle üst düzey eğitim veren değerli eğitmenler eşliğinde 7 uluslararası seminer verdik. Swim Amerika ve ASCA eğitim modellerini ülkemize kazandırdık. Marmara, Hacettepe, Ege Üniversiteleri’nin de katkılarıyla Bahtiyar Özçaldıran, Alpan Cinemre hocalarımızla birlikte Ender Spor (Speedo) firmasının ulusal eğitim sponsorlukları ile Trabzon, Samsun, Bursa, Mersin, Ankara, İzmir de onlarca seminer tertip edilerek antrenör gelişimlerine farlı eğitim modelleriyle katkı sağlamaya çalıştık. Aykut Çelik’in girişimleriyle Kocaeli yüzme şurasını ve yüzme yarışmaları düzenledik. Ayrıca pandemi süresince bir yandan online eğitim faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan da Covid-19 ile havuzlarda bilinçli mücadele için konunun uzmanlarından Prof. Dr. Sıla Akhan ile kulüp idareci ve aileleri bir araya getirdik. Dolayısıyla havuzların faaliyetlerinin sürdürmeleri için kamuoyu yaratmış olduk.
Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitim Bölümü’nde yüzme antrenörlüğü dersleri veriyorum. Geçmiş yıllarda Galatasaray, Heybeliada Su Sporları, Fenerbahçe, İstanbul Yüzme İhtisas ve ENKA Kulüpleri’nin değerli yüzücülerini antrene edip, teknik danışmalıklarını yaptım. Sidney, Atina, Pekin ve Londra Olimpiyatları’nda 50 kez milli takım antrenörü oldum. Akademik ve antrenörlük kariyerimle ilgili çalışmalarıma Kanada’nın Brock Üniversitesi’nde devam ediyorum.
Ülkemizi uluslararası platformda temsil edecek sporcular yetiştiriyorsunuz? Sporcuların hayatına dokunmak, başarıyı birlikte tatmak bir antrenöre neler hissettiriyor?
Yüzücülerimizle antrenman ve kamplarda uzun süreleri birlikte geçirdiğimiz için hem gelişimlerine katkı sunuyor hem de onların ilerleyişine ve başarılarına tanık oluyoruz. Bu da sporcularımızın eğitimleri ve özel yaşantıları hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Zaman içinde de abla-ağabey ilişkisi oluşuyor. Onların ergenliklerine ve evliliklerine tanıklık etmek hem başarılarında hem de üzüntülerinde kopmayan bir bağ içinde olmak hoş bir duygu. Antrenörün ciğerlerine klor ulaşırsa ondan kurtulamaz denir.
“Yüzücülere sağlanan imkânların motive edici olması gerekir”
Türkiye yüzme sporunda nasıl bir konumda. Bu sporun gelişmesi, yaygınlaşması adına yürütülen çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sporcularımızın olimpiyatlar başta olmak üzere uluslararası platformlarda başarılarının artması adına ne gibi çalışmalar yürütülebilir?
Türk yüzmesi sayın Ahmet Bozdoğan döneminde Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile birlikte geliştirdikleri TOHM, Turkcell aracılıkları ile atılan adımlar sayesinde meyvelerini toplanmakta ve Trabzon, Kayseri, Mersin, Samsun gibi illerden birçok yüzücü Türk milli takımına kazandırılmaktadır. Mevcut federasyonun da yüzme antrenörlerine sağladığı katkılar sayesinde özellikle son 10 yıldır uluslararası başarılarımız giderek artıyor. Bu noktada yüzücülere sağlanan imkânların motive edici olmasına dikkat etmek gerekir. Ayrıca ilerleyen dönemlerde kulüplere transfer olan yüzücülerin ve antrenörlerin çalışma alanlarının değişmesinden dolayı yüzücü trafiği azalabilir.
“İnsan sağlığını yakından etkileyen havuzlarda hijyen ve temizlik konusuna dikkat edilmeli”
Pek çok ülkedeki tesisleri de görme, inceleme fırsatınız olmuştur? Diğer ülkelerdeki havuz ve tesisler ile kıyasladığımızda Türkiye’deki yüzme havuzu ve spor tesisleri konusunda neler söylemek istersiniz?
Artan site yaşam biçimleri ve spor politikaları ile Türkiye’deki yüzme havuzları sayı ve kapasite olarak artış gösterdi. Bu nedenle insan sağlığını yakından etkileyen havuzlar, hijyen açısından kontrol altında tutulmalı, havuz projeleri bakım ve onarımları bilinçli olarak devam ettirilmelidir.
Ülkemizdeki havuzlar performans ve eğitim amaçlı yüzmeler için planlı çalışmalarla hizmet verdikçe başarılar da artacaktır. Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün olimpiyata hazırlık merkezleri (TOHM), ile Sporcu Eğitim Merkezleri (SEM) yüzme sporuna büyük bir ivme kazandırdı. Bu çalışmalarla birlikte yüzme kulüplerinin verimli çalışmaları geliştirilerek sürdürülmeli, yüzücülerin antrenörleri ile olan uyumları bozulmamalıdır. Türk antrenörleri ve yüzücülerinin gelişimleri sürdürmesi için birlikte alt yapı çalışmalarının planlanması gerekir. Tesislerimiz yeterli ancak eğitim sistemi içine entegre olmalılar. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerle işbirliği içinde çalışılması için olanaklar artırılmalıdır. Özel çalışmalar yapan kulüpler desteklenmeli alt yapı çalışmalarındaki önemi hatırlanmalıdır.
Yüzme havuzlarının belirli bir sayıya ulaştığı belediye havuzlarının da özellikle yaygın eğitimde bilinçli çalışmalarla birlikte etkinliklerini artırmaları gerekir.
Yüzme sporuna olan ilgi sizce nasıl? Ailelere bu konuda neler tavsiye edersiniz?
Bilinçli aileler çocuklarının yüzme sporu ve eğitimle olan ilişkisine dikkat ediyor. Fakat sporu eğitim ile kaynaştıran modelleri geliştirmemiz gerekiyor. Üniversitelerimizde yüzme sporunun yerleşmesi başarıların yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Her üniversite yüzme takımlarını oluşturup kendi havuzlarında antrenör istihdam ederek yüzücülere kampüs ortamlarında da sporu devam ettirme imkânı sunmalıdır. Yüzme sporuna gereken ilginin çok altındayız. Bu ilgi birçok tanıtım yöntemi ile artırılmalı.
Yüzmede şans faktörü çok azdır. Yüzücü bireysel olarak kendini geliştirmeye odaklandığından her seviyede başarılı olmak mümkündür. Yüzücülerin uzun süre geçirdikleri havuzlarda aileler çocuklarının kendi hayallerinde koşmalarını sağlayacak alanda destek olmalılar. Kendi işini severek yapan sorumluluklarını bilen birey yetişmelerini sağladıkça mutlu olacaklardır. Her çocuk sporun bir dalında becerilerini geliştirmeye çalışırken iş hayatındaki gibi 2-3 yıl çırak, 3-4 yıl kalfa, 3-4 yıl usta olurken isterlerse sonrasında kariyerlerine usta eğitici olma yolunda devam ederler. Bu bireyi iş hayatına hazırlayan önemli bir modeldir aslında…
“Yüzme sporuna en iyi katkı, yüzme eğitimini iyi tamamlamış öğrencinin ailesinin çevresine verdiği mutlu imajdır”
Başarılı yüzücülerimizin bu spor dalının gelişmesine etkisi nedir?
Bu dönem Emre Sakçı yüzme sporunun önemli bir motivasyonu oldu. Bu tarz uluslararası başarıları olan yetenekli olimpiyatlarda yer alan yüzücülerimiz çevrelerinde ilgi görüp, yüzme sporunun tanıtımına katkı veriyorlar. Ancak hep hatırlanmalı ki, en iyi katkı yüzme eğitimini her seviyede iyi tamamlamış bir öğrencinin ailesinin çevresine verdiği mutlu imajdır. Bu da antrenör, idarecilerle birlikte sağlanacaktır. Emre Sakçı’nın antrenörleri Bahar ve Türker Oktay ikilisi bunu uzun süredir sağlamak için uğraşı verip, ilerlemelerini sürdürüyorlar.
Kulüplerin yüzme sporunun gelişimine katkısı nedir? Bu noktada yapılabilecek çalışmalar konusunda görüşlerinizi alabilir miyiz?
Büyük kulüplerin yöneticilerinin sorumlulukları çok fazla. Federasyonları olumlu destekleyerek kısa süreli başarıları kovalamadan yüzme sporunun ileri taşınmasında etkin oldular. Büyük kulüplerdeki başarılı antrenörlerin federasyon yönetimlerinde etkili çalışmaları sürdürülmeli. Son yıllarda yüzmedeki gelişiminde antrenör yönetimindeki kulüplerin sayısının ve kaliteli eğitimlerinin katkısı ile olduğu göz önünde tutulmalı. Bu kulüpler desteklenerek sayıları ve çalışma alanları genişletilmeli. Antrenör yönetimindeki kulüpler artıkça yüzme sporu daha verimli çalışmalara imza atacaktır. Zira bu kulüpler daha verimli çalışmalar yapmak zorundalar.
Gelecekte Türkiye yüzmesini nerede görüyorsunuz?
Pandemi süresini özel yüzme havuzları işletmecilerinin ve buna destek veren kulüplerin sayesinde eğitim baskısından uzak kalan yüzücülerimiz iyi bir çıkış yakaladı. Yüzücü sayımızı en az on kat arttırmamızı sağlayacak su sporlarında yaygın çalışmalar sağlanmalı. Avrupa şampiyonalarında her branşta final yüzen yüzücü sayımız arttıkça gelişimimiz sürecektir. Yerimiz mutlu yüzücü ve antrenör sayısı fazlalaştıkça perçinlenecektir.
Federasyonumuzun antrenör donanımları güçlendirecek analiz ve ekipmanlar sağlamalıdır. Performans analiz merkezlerinin kurulması yönünde çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu alanda yapılanmayı hızlandırmamız, yüzücülerimizin performanslarına katkı sağlarken kalıcılığa etki edecektir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Her yarış sonu, yeni bir yarışın başlangıcı oluyor. Bu nedenle her yapılan ertesi gün yenileri ile desteklenmeli. Bu süreç aile, yüzücü, antrenör ve idareciler için uzun zahmetli bir yolculuk. Bu yolculukta çalışmaya katılanlar ya da vazgeçenler olacak, severek uğraşan yüzücülerin sayısı artıkça başarılarda mutluluklar da çoğalacaktır. Yüzme sporuna gönül verenlere saygılarımla…
Bir cevap yazın