“Sektörde, Kalite ve Standart Konusunun Üzerinde Önemle Durulması Gerekiyor”
Malzeme ve tekniği en iyi şekilde bir araya getiren, yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan inşaat mühendisliği alanı, bilgi ve donanımı ile dünyadaki diğer ülkelerle rekabet edebilecek güce sahiptir. Teknoloji alanında gerçekleşen son gelişmeler de yapı ve inşaat sektöründe yeni inşa yöntemlerini beraberinde getiriyor. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Fusun Sümer, yapı ve inşaat sektöründe teknolojik gelişmelerin önemini, inşaat mühendislerinin yaşadığı sorunları ve Türkiye’deki havuz sektörünün durumunu Havuz & Sauna dergisine anlattı.
Öncelikle kendinizden ve İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı sürecinizden bahseder misiniz?
İstanbul’da doğdum. Yıldız Teknik Üniversitesi`nden 1982 yılında mezun olduktan sonra özel sektörün önde gelen firmalarında proje, teklif hazırlama ve kontrol mühendisliği ve uluslararası mühendislik-müşavirlik firmalarında proje yönetimi üzerine çalıştım. Ayrıca yurt içi ve yurt dışı projelerde teknik müdürlük, proje direktörlüğü ve proje müdürlüğü yaptım. Hâlâ proje yönetimi danışmanlığı konusunda mesleğime devam ediyorum.
İnşaat Mühendisleri Odası’nda ve İstanbul Şubesi’nde, 2004’den bu yana çeşitli kurul ve komisyonlarda görevler aldım. Çeşitli dönemlerde; şantiye mühendislerinin sorunları, imar mevzuatı, kent yatırımları ve kent sorunları, afete hazırlık ve müdahale, işçi sağlığı ve iş güvenliği, bilirkişilik, proje yönetimi, işsizlik ve özlük hakları sorunları, kadın inşaat mühendisleri sorunları, yapı denetimi konularına yönelik kurul/komisyon çalışmalarının içinde yer aldım.
İnşaat mühendisliğinin erkek egemen bir meslek olduğu algısı yerine yeni bir kültür yaratma çabamızda ve kadınlar olarak eşitlik mücadelemizde yetkili kurullarda yer alarak, işyerlerimize ve oradan da dalga dalga bütün işkolumuza yaymayı hedefleyerek ilerlemek gerektiğine inanıyorum. 67 yıllık İMO İstanbul Şube tarihinde ilk kadın başkan olmanın onurunu yaşıyor ve sorumluluğunu duyuyorum.
Kadın meslektaşlarımız özlük hakları, ücret, meslekte yükselme, sorumluluk yüklenme gibi durumlarda negatif ayrımcılığa uğruyor. Ayrıca taciz ve mobbing olaylarına maruz kaldıkları da biliniyor. Erkekler ve kadınlar arasında eşit işe eşit ücret uygulaması ise nadiren görülüyor. Tüm bu olumsuz şartlara karşı mücadeleyi daha etkin kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm çalışma arkadaşlarımla ve meslektaşlarımızla birlikte dayanışma içinde, yeni ve mesleğimize katkı koyacak her projeyi hayata geçireceğimize inancım tamdır.
Günümüzde yapı sektörünün teknolojik gelişiminde, inovatif ürünlerin üretilip kullanılması, AR-GE, ÜR-GE çalışmalarında inşaat mühendislerinin rolü nedir?
Teknoloji çok hızlı ilerlerlerken, inşaat alanında ve yapı sektöründe de inovatif yeni inşa yöntemleri de beraberinde gelişiyor. İnşaat mühendisliği de bu bilgi teknolojilerinden nasibini alarak ilerlerken bilgisayar yazılımlarından ve dolayısıyla ortaya çıkan yeni gelişmelerden de faydalanıyor.
Tasarım ve proje yönetimi süreçlerinde yer alan ve uzun yıllardır kullanılan yapı bilgi modellemesi sistemlerinin (BIM), yeni versiyonlarında modeller daha net bilgiler oluşturabiliyor. Şantiye koşulları, süre yönetimi ve bilgi paylaşımı gibi konuları da destekleyen bu teknolojiler inşaat mühendisleri için önem taşıyor.
Şantiyelerde bir yandan drone kullanımı giderek artarken bir yandan da sanal gerçekliğin kullanımı ve yapay zekâ teknolojileri yaygınlaşmaya devam ediyor.
Yapılan araştırmalar sonucunda şantiyelerde kullanılan yeni teknolojilerin, maliyetleri azaltma, kolaylık, hız ve güven konusunda önemli katkıları olduğu görülebiliyor. İnovatif inşaat teknolojileri ile bir inşaat şantiyesinde, projenin yaklaşık %20 oranında hızlı, güvenli ve sorunsuz şekilde inşa edilebileceği söylenebilir.
3D beton yazıcıyla inşaat sektöründe yeni bir teknolojiyle üretimin mümkün olabileceğini ortaya konulduğu İSTON deneyimlerinde kullanılan 3D yazıcı ve geliştirilen beton tasarımıyla prefabrik üretimlerle şehir mobilyası ürünleri ve modüler parçalar üretilebiliyor.
İMO İstanbul Şubemiz tarafından meslektaşlarımızın teknolojiyi yakından takip edebilmesi için gerçekleştirilen eğitimlerin altyapısı da bu yeni perspektifle planlanıyor. “Online Eğitim Sistemimiz” meslektaşlarımız için hayata geçirilmiş önemli projeler arasında yer alıyor. Burada canlı yayınlar ve daha önce yapılan tüm eğitimler, zaman ve mekân kısıtlaması olmadan izlenebiliyor ve bu eğitim seminerlerinin katılım belgeleri alınabiliyor. Yapı, geoteknik, ulaştırma, hidrolik ve su kaynakları, kıyı liman, yapım yönetimi ve yapı işletmesi, yapı malzemeleri gibi yedi uzmanlık alanına dair oluşturulan alanlarda eğitimlere kolayca ulaşılıyor ve etkinlik notları sayfadan indirilebiliyor.
Ayrıca, “Eğitimde Gelecek Vizyonu Çalışmaları” kapsamında Sanal Gerçeklik Eğitim Projesi hayata geçiriliyor. Meslektaşlarımızın VR teknolojisi aracılığıyla gerekli eğitimlere sahadaymış gibi erişebilmesini hedefleyen çalışma, kısa ve uzun vadeli planlamalarla kısım kısım üyelerimizin kullanımına açılıyor.
Coğrafi farklılıkların, sosyo-ekonomik koşulların ve kentlerdeki kültürel alışkanlıkların yapısal projelere etkisi nedir?
Ülkemizin ve İstanbul’un inşaata dayalı ekonomisi doğal çevreyi ve tarihi dokuyu yok ediyor. Kentsel dönüşüm adı altında yeşil alanlar, orman alanları, su havzaları yapılaşmaya açılıyor, kentin hayat damarları yok ediliyor. Kentlerin bugün ve gelecek kuşaklar açısından yaşanabilir bir kent haline bürünebilmesi için öncelikle kamu yararından, şehircilik ilkelerinden yana, doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren, bir arada yaşama kültürünü büyüten katılımcı, müzakereci, dinamik ve eşitlikçi bir planlama anlayışının hayata geçirilmesi gerekiyor.
Kentleşmenin sağlıksız ve kaçak yapılaşma, altyapı eksikliği ile paralellik göstermesi, imar afları ile kaçak yapılaşmanın adeta teşvik edilmesi, yapı üretim sürecinin yeterince denetlenememesi, nitelikli tasarım-uygulama-denetim ilişkisinin kurulamaması, yapı malzemeleri üretiminin denetimden uzak hali, kentlerimizin merkezi bütünlüklü, sürdürülebilir imar planının olmayışı gibi sorunlar kentimizin ve ülkemizin başlıca sorunları arasında yer alıyor.
JLL Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Görünümü 2021 Yarıyıl raporuna göre; Türkiye’deki toplam AVM sayısı 442 olarak görülürken, Toplam Kiralanabilir Alanın (TKA) 13,6 milyon metrekare olarak kaydedildiği, alışveriş merkezi arzında önemli bir paya sahip olan İstanbul’un TKA’nın yüzde 37’sine ev sahipliği yaptığı belirtiliyor. 2007 yılında Türkiye genelinde aktif 145 AVM bulunurken, 14 yıllık süreçte Türkiye’deki AVM sayısının üç katına çıktığını görüyoruz.
Kısacası bırakalım depremi, karşı karşıya kaldığımız su taşkınları, İstanbul’un altyapısının yetersizliğini de gözler önüne seriyor. Yaşanan sağanak yağışlar nedeniyle İstanbul ulaşımı belli bölgelerde durma noktasına geliyor.
Kentlerin değişmesi ve gelişmesi kaçınılmazdır. Ekonomik, teknolojik, politik ve sosyal dinamiklerin kentlerin fiziksel dokusunu değiştirmesi, yüzyılların birikimleri ile “kent” olan mekânların yaşamını sürdürmesi ve geleceğe ulaşması açısından önemlidir. Tercih insandan, insan hayatının niteliğinin yükseltilmesinden ve kamusal alanların geliştirilerek genişletilmesinden yana olmalıdır.
İçinde bulunduğumuz dönemde meslektaşlarınızın yaşadığı en önemli problemler nelerdir? Bu problemlerin çözümü noktasında İMO olarak ne gibi önerileriniz var?
İnşaat mühendisliği mesleği, güvenli ve sürdürülebilir yapılaşma açısından önemi ve gerekliliği tartışılamaz bir meslek alanıdır. Yapı üretiminin, insanların can ve mal güvenliği açısından en kritik üretim faaliyetlerinden biri olduğu dikkate alınırsa bu üretimin doğru bir şekilde planlanması, gerçekleştirilmesi ve denetlenmesi açısından inşaat mühendisleri hayati bir rol oynuyor. Bu kadar önemli bir üretimin temel unsuru olan inşaat mühendisleri, tarihimizde görülmemiş bir işsizlikle karşı karşıyadır. İnşaat mühendisleri yalnızca işsizlikle değil, haklarının gasp edilmesi ve mesleki itibarını zedeleyen uygulamalarla da boğuşuyor.
Günümüzde meslektaşlarımızın birincil sorunu işsizlik olarak nitelendirebiliriz. İşsizlik sadece işsiz kalan meslektaşlarımızın yanında mesleğimizin her alanında emeği ile geçinen meslektaşlarımızın düşük ücretlerle çalıştırılmasına ve hak kaybına uğramasına da neden oluyor. Özellikle genç mühendislerin çok düşük ücretlerle imzalarının istismar edilmesine olanak sağlıyor.
Mühendislik hizmetlerindeki açık her doğa olayında topluma bedel ödettiriyor. Verilmeyen her mühendislik hizmeti güvenlik açığı, iş cinayeti, enerji kaybı, maliyet artışı, olarak karşımıza çıkıyor.
Oysa ki, kamu yararını gözeten bir anlayış değişikliği ve basit önlemlerle kâğıt üzerinde veriliyormuş gibi görünen mühendislik hizmetlerinin gerçekten yapılmasını sağlamak ve bu sayede işsizliği ortadan kaldırmak mümkündür. Bu hizmetlerin kâğıt üzerinden gerçeğe dönüşmesi, topraklarının neredeyse tamamı deprem gibi afet riskleri taşıyan ülkemizin can ve mal güveliği açısından da son derece önemlidir. İMO tarafından 2021’de hazırlanan “İMO Türkiye`de İnşaat Mühendisleri Gerçeği: İş, İstihdam ve İşsizlik” raporu bu konuda önemli bir kaynaktır.
Yüzme havuzu projelerinde inşaat mühendisliğinin disipliner önemi nedir? Bu sektörde inşaat mühendisi istihdamının arttırılması sektöre ne gibi katkılar sağlar?
İnşaat mühendisliği, malzeme ve tekniği en iyi şekilde bir araya getiren, yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan temel mühendislik dalıdır. Yüzme havuzları da alt yapı tesisleri ve diğer yapılar gibi tasarım aşamasından işletme sürecine kadar inşaat mühendislerinin gözetiminde yürütülmesi gereken yapım çalışmalarıdır. Bu nedenle inşaat mühendisi; tasarım, inşaat alanına uygunluk, tasarım kriterlerine göre gelen yükler ve bulundukları bölgelerdeki deprem koşullarına göre ilgili yönetmelikler kapsamında mühendislik hesapları yaparak, projeyi hazırlayarak, gerekli malzeme/donanımı hesaplayarak yapım için araç gereçleri sağlamaktadır. Kısacası yapım sürecinde inşa faaliyetinin proje ve ilgili yönetmeliklere uygunluğu proje yapım sürecinde inşaat mühendisinin sorumluluğu önem taşımaktadır.
“Havuz inşasında nitelikli işçilik ve kaliteli malzeme kullanımı önem taşıyor”
Dayanıklı ve uzun ömürlü yüzme havuzlarının inşası için kullanılan malzemelerin kalitesi, uygulama, bazı malzemelerin montajı gibi konuların önemi hakkında neler söylersiniz?
Havuz inşaatları her aşamada, kazıdan kullanıma uygun hale gelecek aşamaya kadar titizlikle sürdürülmesi gereken inşa faaliyetleridir. Özellikle su kaçak testleri ve gerekli yalıtımın sağlanması önemlidir. Kullanım esnasında ortaya çıkacak problemlerin çözümünün çok zor ve diğer yaşam alanlarında yaratacağı etkileri düşünülerek, geçirimsizliğin sağlanması konusunda her aşamada gerek işçilik gerekse malzeme kullanımında kalite önem taşımaktadır.
Yeni teknolojilerin artmasıyla malzeme konusunda çok özellikli malzemelerin oluşmasında önemli bir yol kat edilmesine rağmen, kullanılacak malzemelerin kullanım koşulları ve ne şekilde uygulamaya alınacağı da önemli bir konudur. Bu nedenle kullanım ve uygulamaya yönelik kullanılacak malzemelerde kalite, işçilik, eğitimli uygulamacı ve yapılacak işe uygun ilke ve sorumlulukları yerine getirmek gerekmektedir.
Havuz yapımının, spor alanı, park, site ve konut bahçelerinde ve yapıların içinde de uygulandığını da dikkate alarak, yapım ve inşa aşamasında gereken titizlik ve taşıyıcı sistem tasarımının önemini unutmamalıyız.
Kalite normlarına göre planlanmış ve uygulanmış bir yüzme havuzunun projeye katkısı nedir?
Günümüzde insanlar daha sağlıklı bir yaşam için çaba sarf ediyor. Gerek spor gerekse sosyal alanlarda insanlar yaşam alanlarından uzak olmaktan kaçınıyor. Kendi bulunduğu binada daha hızlı ve kolay ulaşacağı faaliyetler insanlar için ön planda yer alıyor. Özellikle büyük şehirlerde iş ve ev arasında yaşanan zaman kaybı sosyalleşmelerine engel teşkil edebiliyor.
Bu durumlar projelerin değerini yükseltirken talebi de arttırabiliyor. Burada esas olan proje değerinin korunması ve doğru yönetimdir. Yaşadığımız pandemi süreci ve ardından gelen hassasiyetler dikkate alınmalıdır. Hızla ilerleyen teknoloji izlenmeli ve insanların yaşam alanlarına yönelik faydaları gözetilmelidir. Her alanda olduğu gibi havuz sektörü de geleceğe dair kendini düzenlemeli ve hazırlıklı olmalıdır.
Projede inşaat mühendisinin tasarımcıyla olan iletişimi nasıl olmalı? Farklı disiplinlerin ortak çalıştığı durumlarda, tasarım sürecinin doğru şekilde ele alınması nasıl bir iş birliği gerektirir?
İnşaat mühendisliği, her zeminde ve her koşulda güvenli, sağlıklı, nitelikli yapı üretiminin başarılabileceğini uygulamalarla kanıtlayan bir bilimdir. Doğru tasarım, doğru uygulama gerçekleştirildiği ve sağlıklı bir yapı denetim sistemi işletildiği takdirde, doğa olayı olan depremin afete dönüşmesini engellemek mümkündür.
Gerek mimari tasarım gerekse taşıyıcı sistem tasarımı disiplinler arası bir ekip işidir ve birden fazla mühendislik disiplininin birlikte çalışmasını gerektirmektedir. Ortak yapılan her işte/her çalışmada olduğu gibi iletişim ve kontrol önemli hususlardır. Disiplinler arası iletişimde yaşanan aksaklıklar yanlışlara ve olumsuz geri dönüşlere sebebiyet verdiği gibi; süre, maliyet ve işgücü kaybını da beraberinde getirebileceğinden projelerde ortak dil ve bütüncül yaklaşım önem taşımaktadır.
Türkiye’de havuz sektörünün gelişimini nasıl değerlendirirsiniz?
Kentler arası sirkülasyon, yaşanan göç, sanayileşme ve nüfusun büyük çoğunluğunun kent yaşamını tercih etmesiyle birlikte insanların özellikle sosyal alanlarının azalması, kent yaşamında bireysel ve halka açık havuzlara olan talebi de beraberinde getiriyor. Havuz sektöründeki gelişme, gerek mahalle yaşamından site yaşamına talep, gerek sitelerde insanların açık ve kapalı havuz yaptırma isteği ve gerekse yerel yönetimlerin halk için spor açısından yapmış olduğu sosyal tesisler yatırımlarıyla görülmektedir.
Ülkemizdeki mühendislik bilgi ve donanımı dünyadaki diğer ülkelerle rekabet edebilecek düzeydedir. Önemli olan bu bilgi ve donanımın en doğru şekilde kullanılması; tasarım, uygulama, imalat ve denetimle birlikte tüm disiplinlerin bütüncül olarak hareket edebilmesi, tüm sektörde kalite ve standart konusunun hassasiyetle üzerinde durulması gereken konu olduğunun unutulmamasıdır.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Havuz ve Sauna dergisine görüşlerimizi paylaşma olanağı verdiği için teşekkür ederiz. Sektörümüzle ilgili özellikle spesifik konular, bilgi ve bilgi paylaşımında önemli ayrıntıları oluşturuyor. Bu tip olanakların meslektaşlarımızın bilgilerine de katkı sağladığına inanıyorum.
Mühendislik, bilim ve matematiksel prensipleri, tecrübe, karar ve ortak fikirleri kullanarak insana faydalı ürünler ortaya koyma sanatıdır. Başka bir ifadeyle mühendislik, belirli bir ihtiyacı karşılamak için gerekli teknik ürün ve sistemi üretme sürecidir. İnsana ve doğaya faydalı ürün ve üretimlerin artması dileğiyle okuyucularınıza sağlıklı ve güvenli bir yaşam dilerim.
Bir cevap yazın