Makina Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Melih Yalçın “Havuz yapım sektörünün ülkemizde çok gelişmiş gibi görünmesine rağmen, yeterli derecede makine mühendisinin istihdamına olanak tanıdığını söyleyemeyiz.” Dedi. Yalçın, Havuz auna Dergisi’ne verdiği röportajda “Özellikle havuz tesisatı alanında uzun yıllar çalışarak deneyim kazanmış ve havuz sistemi kuran çok sayıda mühendis olmayan teknik elemanı, bir mühendisin çalışması gereken işlerde çalışırken görebilirsiniz.” İfadelerini kullandı.
Röportajımıza sizi tanıyarak başlamak isteriz. Kendinizden ve Türkiye’nin en önemli sivil toplum örgütlerinden olan Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’ndeki başkanlık sürecinizden bahseder misiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Üniversite öğrenimim sonrasında tesisat sektöründe bir süre çalışmamın ardından MMO İzmir Şubesi’nde teknik görevli olarak görev aldım. Daha sonraki süreçte ise Şube Yönetim Kurulu’nda üye, yönetim kurulu sekreteri ve başkan vekilliği görevlerinde bulundum. Bu dönemde de başkanlık görevini sürdürmekteyim. Pandeminin bütün alanlarda çalışma koşullarını zorlaştırdığı bu dönemde üyelerimize karşı sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirme gayretiyle, Yönetim Kurulu üyelerimiz ve Şube personeli arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Havuz sektörüne bütün olarak baktığımızda, bir havuzun yapım aşamasından işletmesine kadar pek çok mühendislik disiplinini görebiliyoruz. Makine mühendisliğinin bu disiplinler arasındaki yeri ve önemi nedir?
Sizin de belirttiğiniz gibi bir havuzun yapımında farklı mühendislik disiplini eğitimi almış kişiler beraber çalışmak zorundadır. Öncelikle havuzun yüzme veya süs havuzu olması, ticari olup olmaması, kullanım amaçları ve büyüklüğü bu konuda önem taşır. Yüzme ve süs havuzlarının yapım süreci mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi, elektrik-elektronik mühendisi ve kimya mühendisini ilgilendiren işleri bünyesinde barındırır. Burada kuşkusuz havuzun büyüklüğü, ticari olup olmaması ya da profesyonel spor yarışmaları amaçlı kullanılıp kullanılmaması da ekip içinde yer alacak disiplinin varlığını ve yapım aşamasında harcayacağı süreyi etkiler. Ancak bir makine mühendisi havuzun inşaat sürecinin başından itibaren tamamlanmasına, yapımı tamamlanmış havuzun işletmeye alınmasından, işletilmesi sürecinin sonuna kadar varlığını sürdürmek zorundadır. Havuz inşaatına paralel sürdürülen mekanik tesisat yapımını, havuz filtrasyon ve dezenfeksiyon sistemini gerçekleştirecek cihazların montajı izler. Havuz filtrasyon sistemleri kesintisiz çalışmak durumundadır ve kurulu sistemin sağlıklı işletilmesi ile kontrol altında tutulması, bir mekanikçinin sürekli varlığını zorunlu kılar.
Ülkemizde inşa edilen yüzme havuzlarındaki mekanik tesisatta, yeni teknolojik uygulamalar ile doğru ve yeterli bilgi kullanımı konusunda neler söylersiniz?
Ülkemizde havuz sektörünün oluşması 1970’li yıllarda başlamıştır ve özellikle 1980’li yıllarda turizm sektörünün gösterdiği büyük gelişmelere paralel yaygınlaşmıştır. Havuz sektörü inşaat sektörüne de paralel bir ivme izleyerek hızlı bir şekilde gelişmiş ve önemli ölçüde ekonomik değer üreten bir alan haline gelmiştir. Salt turizm tesislerinin değil, her geçen yıl çoğalan sahil kentlerindeki siteler ile özel villaların da vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Dolayısıyla, özellikle sektörün ilk yıllarında var olan teknik bilgi eksiklikleri, TSE tarafından oluşturulan standartlar temel alınarak, gerek bu alanda çalışan ithalatçı firmaların girişimleri, gerek süreç içinde artan yerli üretici firmaların katkıları ve alanda çalışan makine mühendislerinin çabalarıyla giderilmiş ve yeni teknolojik uygulamaların gecikmeden sektörü beslemesi sağlanmıştır. Şu anda ülkemizde çok sayıda üretici firma tarafından yurt içinde ve yurt dışında kabul görmüş havuz malzeme ve ekipmanları üretilmektedir. Yurt dışı ve yurt içinde periyodik olarak yapılan ihtisas fuarları aracılığıyla da yeni teknolojik uygulamalar ile çok çeşitli ürünlerin tanıtımı yapılarak bilgi paylaşımı gerçekleşmektedir. Türkiye’de havuz sektörünün belirli bir standardı yakalaması ve standart dışı uygulamaların önlenmesi için bir havuz enstitüsü de faaliyet göstermektedir. Ulusal Havuz Enstitüsü Derneği (UHE) 1995 yılında kurulmuştur ve havuz ve sauna yapımları, projelendirmeleri ve malzeme nitelikleri ile ilgili olarak TSE ile müşterek çalışmalar yaparak standartlar oluşturma konusunda çaba harcamaktadır. Bu çabayı da çeşitli yayınlarla destekleyerek, konu ile ilgili sektörü ve tüketiciyi bilinçlendirmek amacıyla eğitici seminerler, paneller, konferanslar düzenleyerek sektörde teknik standardın oluşmasına katkıda bulunmaya devam etmektedir.
Havuz işletmesinde en önemli konulardan birisi de mekanik tesisatın hijyeni sağlayacak şekilde standartlara uygun olarak tasarlanmış olması. Bu noktada yüzme havuzu tesisatlarında bilgisayar destekli tasarımların sağladığı kolaylıklar nelerdir?
Kuşkusuz, havuzların tasarımı aşamasında mekanik tesisat ve ekipmanların havuz kapasitesine uygun olarak seçilmiş olması ve belirlenmiş teknik standartları karşılaması büyük önem taşır. Havuzun yüzme amaçlı kullanımı veya süs havuzu niteliği taşımasına paralel fiziksel ve kimyasal anlamda farklı kıstaslar belirlenmiştir. Havuzların yüzey alanı ve su hacmi göz önünde tutularak, mekanik tesisat kapsamına giren tüm elemanların (boru hatları, filtreler, pompalar, ısıtıcılar vb.) ve mekanik tesisatı destekleyen tüm inşai bölümlerin (denge tankı, savaklar, makine odaları vb.) kapasite seçimleri bir dizi hesaplamayı gerektirir. Bu hesaplamalar vakit alıcı işlemlerdir. Bilgisayar programları birçok sektörde olduğu gibi havuz sektörüne de büyük kolaylık getirmiştir. Bu hesaplamaların ve ekipman seçiminin tamamının yapılabileceği görsel tasarım programlarının geliştirilmiş olması tasarım sürecinde zaman kazanılması ve güvenilir bir sistem seçiminde katkı sunmuştur.
Yüzme havuzları tesisatlarında standartların önemi konusunda neler söylemek istersiniz? Ülke olarak bu konuda nasıl bir hassasiyete sahibiz?
Havuzların tasarım aşamasından inşaatının tamamlanıp işletilmesi süreçlerinde bir dizi teknik standarda uyulması gereklidir. Özellikle yüzme amaçlı kullanılan havuzlarda, insan sağlığı ile havuz suyu kriterlerinin doğrudan ilişkisi vardır. Havuz suyunun fiziksel kirlerden arınmış olması ve kimyasal değerlerinin insan kullanımı sırasında doğru seviyelerde korunması büyük önem arz eder. Havuzlar yapımcı firmalar tarafından tüm standartlar gözetilerek yapılmış olsa da havuzu işletecek ekibin yeterli teknik bilgiye ve donanıma sahip olması gereklidir. Özel havuzlar ve site havuzlarında işletilme kurallarına genel olarak insanların hassasiyet gösterdiğini söyleyebiliriz. Turizm tesislerindeki havuzların bölge sağlık ekipleri tarafından rutin kontrole tabi tutulmasının, genel olarak bu havuzların insan sağlığını tehdit eder durumda olmasını önlemekte büyük etkisi olacağını düşünüyorum.
Kapalı yüzme havuzlarında uygulanan iklimlendirme projelerinde en çok nelere dikkat edilmeli? Bu uygulamalarda yapılan hatalar ne gibi olumsuzluklara yol açabilir ve hataların telafisi mümkün mü?
Yüzme havuzlarında havanın sıcaklığına ve havuzun konumlanma biçimine paralel olarak yoğun bir şekilde buharlaşma gerçekleşir. Açık hava havuzlarında bu buharlaşma terbiye edilmiş havuz suyunun eksilmesi dışında bir sorun oluşturmaz. Ancak kapalı havuzlarda durum farklıdır. Ortam şartları, havuz yüzey alanı ve havuz aktivitelerinden kaynaklı olarak gerçekleşen buharlaşma, havuz alanındaki havanın nemini yükseltir. Yüksek nem yoğuşma ile sonuçlanır ve klorlu suyun buharlaşması havuz çevresini kapatan duvarlar, pencereler ve diğer yapı bileşenlerinde küf, mantar ve metal akşamlarda korozyona neden olur. Ayrıca havuz mekânında bulunan insanlarda solunum ve kan dolaşım problemlerine yol açar. Kapalı havuz alanının, uygun kapasitede seçilen nem alma cihazları ile donatılması havanın neminin optimum seviyeye çekilmesi için izlenecek bir yöntemdir. Havuz suyu sıcaklığı, dış hava sıcaklığı, ortam sıcaklığı, havuz mahal hacmi ve havuz suyu yüzey alanı gözetilerek yapılacak bir iklimlendirme sistemi oluşabilecek tüm sorunları çözecektir. Kapalı yüzme havuzlarında nem oranının yüzde 40 – yüzde 64 değerleri arasında olması gerekmektedir. Bu değerleri aşan nem oranları, vücut sıcaklığını arttırır ve metabolizmada yavaşlamaya neden olur. Bu yüzden mahallin nem oranı konfor şartlarını karşılamalıdır.
Enerjide dışa bağımlı ülkemizde enerji verimliliği yaşanabilir bir gelecek için olduğu gibi ekonomi açısından büyük bir önem taşıyor. Enerjinin yoğun kullanıldığı kapalı yüzme havuzların iklimlendirilmesinde enerji tasarrufu sağlamak için nelere dikkat edilmeli? Bu konuda çalışmalar yapıyor musunuz?
Enerji sarfiyatı bilindiği gibi günümüzde salt parasal boyutuyla görülmemelidir. Son yıllarda artan çevre bozulmaları artık maddi kayıpları aşan bir önem arz etmektedir. Kapalı havuzlarda sizin de belirttiğiniz gibi yoğun enerji kullanımı vardır. Gerek mekanik ekipmanların çalışması için gerekse havuz suyunun ve havuz mahallinin ısıtılması için harcanan enerji göz önüne alındığında, enerji tasarrufunun önemi açığa çıkar. Isıtılan havuz suyundan kaynaklı buharlaşma sonucu havuz suyunun sabit ısıda tutulması için ısıtılma ihtiyacı vardır. Ayrıca kapalı yüzme havuzlarında nem alma ve mevsim şartlarına göre istenilen sıcaklıkların sağlanması amacı ile kurulacak klima santralinin seçiminde çok dikkat göstermek gereklidir. Havuz mahallinin ihtiyaçları, iklim koşulları ve kapasite durumları göz önüne alınarak yüzde 100 dış havalı, karışım havalı veya iç havalı olmak üzere uygun ve optimum bulunan sistem seçilmelidir. Bu sistemlerin ısı geri kazanım ünitelerine sahip olması enerjinin verimli kullanımına katkı sağlamaktadır.
Güneş enerjisi günümüzde pek çok alanda kullanılan önemli bir kaynak haline geldi. Yüzme havuzlarında da güneş enerjisinden daha fazla yararlanmak adına neler yapılabilir? Mevcut havuzlarda böyle bir dönüşümün sağlanması mümkün mü?
Ülkemiz, hepimizin farkında olduğu gibi, güneş enerjisi zengini bir ülke. Neredeyse yılın tüm aylarında güneş etkili bir şekilde ülkenin her köşesinde varlığını hissettirir. Ancak bu duruma paralel olarak, temiz enerjide başı çeken güneşe hak ettiği değeri ülke genelinde verdiğimizi söyleyemeyiz. Avrupa’nın birçok ülkesinde 1990’lı yıllardan bugüne havuz suyunun ısıtılmasında güneş enerjisi kullanılıyor. Bu alanda teknolojik gelişmelerden haberdarız. Geçmiş yıllarda birçok yabancı firma havuz sektörünün bir araya geldiği fuarlar ve kongrelerde sözü edilen sistemleri tanıtmıştır. Ancak ne yazık ki, ülkemizde bu konuya yeterli ilgi gösterilmemiş ve yatırım yapılmamıştır. Mevcut ısıtmalı havuzlarda böyle bir dönüşümün sağlanması mümkün olabilir ancak bu dönüşüme fiziki koşulların da uygun olması gerekir.
Makine mühendislerinin havuz sektöründe yeterince istihdam edildiğini düşünüyor musunuz?
Havuz malzemeleri üretiminin yapıldığı ve havuz malzemelerinin satışının yapıldığı alanlarda gerektiği derecede istihdam ediliyor olabilir. Ancak havuz yapım sektörünün, ülkemizde çok gelişmiş gibi görünmesine rağmen, yeterli derecede makine mühendisinin istihdamına olanak tanıdığını söyleyemeyiz. Özellikle havuz tesisatı alanında uzun yıllar çalışarak deneyim kazanmış ve havuz sistemi kuran çok sayıda mühendis olmayan teknik elemanı, bir mühendisin çalışması gereken işlerde çalışırken görebilirsiniz. Piyasa rekabet koşulları, standartları gözeterek çalışan havuz firmalarının ekonomik kaygılarını büyütüyor ve sektörün ekonomik getirisinin tatmin edici olmaktan uzaklaşmasını da beraberinde getiriyor.
Oda olarak havuz sektörüne yönelik eğitim çalışmalarınız var mı, ya da planlıyor musunuz?
Şubemiz tarafından havuzların güvenli ve sağlıklı bir şekilde tasarım ve projelendirilmesi için çeşitli dönemlerde Havuz Tesisatı Mühendis Yetkilendirme kursu açılıyor ve dileyen üyelerimiz bu kursa katılarak belgelerini alabiliyorlar. Zaten projelendirme, kurs sonucu verilen belge olmadan yapılamaz, belediyeler bu belgeyi talep etmekte. Geçmişte de havuz operatörlerine yönelik bir kursumuz vardı ancak şu anda devam etmiyor. Havuzun projelendirilmesi kadar işletilmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Az önce de belirttiğim gibi; havuzların hem projelendirilmesi hem de işletilmesi süreci insan sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşımakta. Bu çerçevede, hem ilgili mercilerin gereklilikleri sıkı bir şekilde takibi hem de havuz yapım sürecinin taraflarının teknik zorunluluklar konusunda hassasiyeti gerekiyor.
Bir cevap yazın