Su korkusunu yenmek için başladığı yüzme sporunda başarısını Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılarak taçlandıracak olan Milli Yüzücümüz Berkay Ömer Öğretir, bu süreçte yaşadıklarını Havuz Sauna Dergisi’yle paylaştı. Başarının sağlanmasında büyük emeği geçen Milli Yüzme Antrenörü Eray Açıkgöz de Berkay Ömer Öğretir’le kat ettikleri yolu anlattı.
“Yüzme havuzu benim için “Huzur ve Savaş Alanı”
Sporun zirvesi sayılan Olimpiyatlara uzanan spor kariyerinizden bahseder misiniz? Yüzme sporu ile nasıl tanıştınız ve neden bu sporu seçtiniz?
Yüzme sporuyla 2006 yılının yaz aylarında tanıştım. Bu sporu aslında su korkumu yenmek için seçmiştim. Olimpiyatlara kadar uzanan bu uzun serüvende ailem ve antrenörümle birlikte birçok zorlukla karşılaştık. Hem eğitim hem de sporu bir arada yürütmek için yoğun çaba sarf ettim. İlk başlarda çok başarılı olmadığım yüzme sporunda, çalışmayı bırakmayarak zaman ilerledikçe daha iyi sonuçlar almaya başladım. Bu çalışmaların karşılığı olarak 2019 yılında ve sonrasında 2020 yılında 100 ve 200 metre kurbağalama branşlarında olimpiyat A barajı elde ederek, 2021 Tokyo Olimpiyatları’na katılmaya hak kazandım.
Kurbağalama dalında rekorlarınız var. Olimpiyat Oyunları kotasını da kurbağalamadaki derecenizle aldınız? Diğer stillere göre daha farklı olan bu dala yönelmek size ne gibi avantaj ya da dezavantaj sağladı?
Antrenörümün yönlendirmesi ile birlikte kurbağalama branşına daha uygun olduğuma karar verdik. Kurbağalama stilini seçmemizin avantajı ve dezavantajı da oldu. Ama sonuçta Olimpiyatlara kurbağalama branşından katıldığıma göre bu branşın avantajının daha çok olduğunu düşünüyorum.
Yüzme havuzu sizin için ne ifade ediyor?
Yüzme havuzu benim için huzur, mutluluk ve savaş alanını ifade ediyor.
Hayatınızın büyük bir bölümünün yoğun disiplin içerisinde geçtiğini tahmin ediyoruz. Antrenmanları aksatmadan yapmak, beslenme programına uymak, uyku düzenini sağlamak gibi bu disiplinlere nasıl ayak uyduruyorsunuz? Zorlandığınız anlar oluyor mu?
Yüzme sporu gerçekten özveri isteyen bir spor dalı. Özellikle lise dönemlerimde hem okul hem de antrenmanları aynı anda yürütmek zaman zaman beni de zorladı. Küçük yaşlarda kazandığım disiplin, ileriki yaşlarıma da yansıdı, bu düzen ve disiplini hiçbir zaman kaybetmedim. Tabi ki hala zorlandığım anlar oluyor. Ancak yüzmek hayatımın çok büyük bir bölümünü kapladığı için zorlukların üstesinden gelebiliyorum.
Olimpiyat Oyunları kotasını aldığınızda neler hissettiniz?
Tarif edilemez bir mutluluk hissettim. Hayallerim gerçeğe dönüşmüştü. Ülkemi yüzme sporunun en üst müsabakasında temsil etmeye hak kazandım ve bundan dolayı da çok gururlandım.
Spor kariyerinizde unutamadığınız bir yarışma var mı? Bu yarışmada neler yaşadınız?
Olimpiyat A barajlarını geçtiğim iki yarışı da unutmam mümkün değil. Öncesinde çok fazla stresli dakikalar yaşadığım yarışlar, Olimpiyat A barajı ile sonuçlanınca çok mutlu oldum ve gururlandım.
Türkiye’de yüzme sporunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu sporun daha da gelişmesi adına neler önerirsiniz?
Türkiye’de yüzme sporunun özellikle son yıllarda çok geliştiğini düşünüyorum. Doğru bir planlama ile Türkiye yüzmesinin daha da yükseleceğine inanıyorum.
Yüzme sporuna ilgi duyan gençlere neler tavsiye edersiniz?
Yüzme sporu uzun süreli devamlılık isteyen bir spor. Bu sporla ilgilenenler ulaşmak istedikleri hayallerden kolay kolay vazgeçmesinler ve o hayaller için çok çalışsınlar.
Hedeflerinizden bahseder misiniz?
Şu an en yakın hedefim Olimpiyatlarda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Çok çalışıp inandığımız sürece, başaramayacağımız bir şey yok.
Türk Yüzmesi Hak Ettiği Yerlere Gelecektir.
2006 yılından itibaren Berkay Ömer Öğretir’in antrenörlüğünü yapan Milli Yüzme Antrenörü Eray Açıkgöz de başarıya giden bu süreci nasıl planladıklarını anlattı.
Ülkemizi uluslararası platformlarda başarıyla temsil eden yüzücüler yetiştiriyorsunuz. Antrenörlük kariyeriniz ne zaman başladı? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Antrenörlük kariyerime 2000 yılında Bursa’da Üniversite eğitimim esnasında başladım ve bu tarihten itibaren aralıksız olarak çeşitli kulüplerde performans antrenörlük kariyerime devam etmekteyim.
Size göre yüzme sporunun diğer sporlardan farkı nedir?
Yüzme, hayatımızı idame ettirdiğimiz yaşamın dışında, dikey olarak değil de yatay olarak, havadan yaklaşık 800 kat daha yoğun bir maddenin içinde, tüm beden aktivitesiyle metabolik ve mekanik parametreleri bir arada barındıran bir spor dalı. Onu diğer tüm spor dallarından ayıran en büyük ve önemli farkın bu olduğunu düşünüyorum.
Gerek antrenman gerekse uluslararası yarışlar açısından değerlendirdiğimizde ülkemizdeki yüzme havuzlarını nasıl buluyorsunuz?
Son yıllarda tesisleşme konusunda çok ciddi bir yapılanma içerisindeyiz. Özellikle Anadolu’da yüzme havuzu açısından eksiklik olmadığını söyleyebilirim. İstanbul ve birkaç şehirde müsabaka havuzuna ihtiyaç duymaktayız.
Ülkemizde yüzme sporuna ilginin her geçen gün daha da arttığını görüyoruz. Sizce bu ilgi ve talebin nasıl değerlendirilmesi gerekiyor?
Altyapıda ciddi bir yapılanma söz konusu. Havuzlarda sayısal olarak dünya ortalamasında temel eğitim ve projelerle öğrenci görmekteyiz ancak 11-12 yaş ve sonrasında, performans seviyesine gelindiğinde ciddi kayıplar yaşanıyor. Bakanlığımız ve Federasyonumuzun yeni yapılanma projeleriyle son üç yılda çok iyi bir ivme kazanıldı.
Uzun yıllardır Milli yüzücümüz Berkay Ömer Öğretir’in antrenörüsünüz. Yolun başında, Berkay’ın Olimpiyatlara uzanacak başarı serüvenini nasıl planladınız?
Berkay’la 2006 yılından bu yana aralıksız olarak çalışıyoruz. Uzun vadeli gelişim plan ve periyodlamasıyla bu süreci çok iyi bir şekilde planlayıp yürüttük. Bu planlama şöyle gerçekleşti; ilk ve ortaokul çağlarında gelişimsel antrenman-okul sistemi, iyi bir altyapı kulüp çatısı. Lise yıllarında okul-burs /yarı profesyonel bir antrenman modeli. Üniversite çağında da tam profesyonel ve olimpik sporcu modeline geçiş. Tüm planımız bu çerçevede yürüdü ve başarıyı yakaladık.
Berkay’la çalışırken en çok neye kızıyorsunuz ve neden keyif alıyorsunuz?
Her antrenörün yapmaya veya ulaşmaya çalıştığı nüanslar içinde sapmalar ve kayıplar oluşursa, zaman zaman adrenalin yükselebiliyor. Ancak karşılıklı iletişim ve konuşmalarla bu süreci minimal düzeyde atlatıyoruz. Berkay’ın yorgunluk karşısında göstermiş olduğu direnç ve kazanma arzusundaki istek, hırs, disiplin ve çabasından çok keyif alıyorum.
Olimpiyat hazırlıklarınız büyük bir hızla devam ediyor. Bu süreci nasıl yönetiyorsunuz?
2016 yılından sonra tamamen Olimpik Planlamaya geçtik. Bu planlama doğrultusunda Türkiye Olimpik Hazırlık Merkezi (TOHM) ve Federasyonumuzun yapmış olduğu yurtiçi-yurtdışı antrenman kamp ve müsabakalarıyla mental ve fiziksel çalışmalarımız devam ediyor.
Yıllarca emek verip çalıştırdığınız öğrencinizin derece yapması, rekor kırması ve tabi Olimpiyat Oyunları kotası alması nasıl bir duygu?
Berkay’ın gelişiminde öncelikle Bakanlığımızın ve Federasyonumuzun bizlere sunmuş olduğu teknik ekiple birlikte onun potansiyelinin daha yukarılara çıkması, kendi rekorlarını geliştirip Avrupa ve Dünya çapındaki yüzücülerle rekabet edip onları geçmesi, ülke bayrağını dalgalandırması müthiş bir gurur.
Gerekli koşulların sağlanması durumunda, ülkemize büyük başarılar kazandıracak çok daha fazla yüzücünün yetişeceğini düşünüyor musunuz? Size göre böyle bir potansiyelimiz var mı?
Ülke olarak genç ve dinamik bir kuşağımız var. Doğru projeler ve sürdürülebilir, istikrarlı, liyakatli yönetim modelleriyle önümüzdeki yıllarda Türk Yüzmesi hak ettiği yerlere gelecektir.
Ailelerin çocuklarını bu spora yönlendirmeleri konusunda neler söylersiniz?
Su bir hayattır. Spor da bir yaşam biçimi. Bu felsefeyle yaklaşırsak yüksek bir sportif kültür seviyesine ulaşırız. Yüzme, zaman yönetiminin, iç disiplinin ve zeka gelişiminin en üst seviyeye çıktığı bir spor dalı. Bunlar, ailelerin çocuklarını yüzme sporuna yönlendirmeleri için önemli etkenler.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bizi izlemeye devam edin.
Bir cevap yazın