Havuzlarda Bizi Bekleyen Tehlikeler & Çözüm Önerileri
Yüzme havuzları, her yaştan insanın yüzme, eğlenme, spor ve sağlık ihtiyaçlarını karşıladığı yerlerden bir tanesidir. Yaz sezonunda ve havuzların kullanıldığı diğer günlerde göz ardı edilmemesi gereken en önemli konu ‘Havuz Kazalarıdır” Çünkü dikkatsizlik, yanlış atlayışlar ve havuzlardaki yanlış kimyasal oranı birçok rahatsızlığa neden olduğu gibi korkunç ölümleri de beraberinde getirmektedir.
Birçok uyarı ve önleme rağmen havuzlarda yaşanan tehlikelerin azalmak yerine artması, bu sorunun önemi de ortaya koymaktadır. Konu içeriğinde yer alan bilgiler ve uyarılar doğrultusunda havuz kullanıcıları, üzücü durumlarla karşılaşmayacak, havuz bilincini geliştirerek ve havuzlarda yaşanan riskleri minimum seviyeye indireceklerdir.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Said Güllüoğlu – Güllüoğlu Kimya Sanayii Ltd. Şti.
Havuzlardan Bulaşabilecek Hastalıklar
Hayatın kaynağı olan su, vücut ağırlığımızın %65’ini, kanımızın %80’ini, dünyamızın ise %75’ini oluşturmaktadır. İnsan günde 2.5 lt su içerek, yılda vücut ağırlığının 5 katı suyu tüketir. Tüketilen bu suyun % 50’si böbrekler, % 25’i deri, % 20’si idrar ve % 5’i ise dışkı ile atılır. Dünya Sağlık Örgütü, bulaşıcı hastalıkların % 80 oranında kirli sulardan kaynaklandığını belirtmektedir.
Endüstriyel ve evsel atık sular, kullandığımız yeraltı ve yerüstü sularına nasıl kirlettiği insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Dünyada her yıl 5 ile 10 milyon insan kirli sulardan kaynaklı hastalıklar sebebi ile ölmektedir. Bu nedenle, temel ihtiyacımız olan şey, suyun dezenfeksiyonu, içme ve kullanma sularında büyük önem arz etmektedir. Yüzülen ortamın kirliliğine bağlı olarak bir çok sağlık sorununun ortaya çıktığı ve bunların başında enfeksiyon hastalıklarının (bakteri, virus, mantar, parazit sebebiyle oluşan ateşli hastalıklar) geldiği belirlenmiştir.
Suyun en tehlikeli hali
Su kirliliğinde en önemli etken, mikrobiyal kirlilik, özellikle de “patojenik (hastalık yapıcı) organizmalar”dır. Su kirliliğinin en tehlikeli şekli ise su ortamına insan dışkısının girmesidir. Birçok hastalık, insan veya bazen hayvanların patojen saçan dışkılarının su veya gıdaları kirletmesi ile ve daha sonra bunların tüketilmesiyle dışkı-ağız rotalı (aşağıda gösterildiği şekilde) bir yolla bulaşmaktadır.
Suda bulunan mikroorganizmaları üç grupta toplayabiliriz:
- Suda doğal olarak bulunan mikroorganizmalar: Spirillum, Vibrio, Pseudomanas, Achromobacter, Chromobacter türleri ile Micrococcus ve Sarcina’nın bazı türleri.
- Toprakta yaşayan mikroorganizmalar: Bunlar, Bacillus, Streptomyces ve Enterobacteriacea’nın saprofit üyeleridir. Toprağın yıkanması sonucu veya yağmur ile suya karışırlar.
- Normal olarak insan ve hayvanların bağırsaklarında bulunanlar : Başlıcaları, Esherichia coli, Streptococcus faecalis , Clostridium perfiringens ve bağırsak patojenleridir .
Dakikada 7 çocuk ölmektedir
Tüm dünya ölçeğinde düşünülecek olursa, ishaller, kalp hastalıklarından sonra ölümlerin ikinci önemli nedenidir. Gelişmemiş ülkelerde ise, en sık ölüm nedenlerinin başında ishaller gelmektedir. Asya, Afrika ve Latin Amerika’da her yıl 4.600.000 – 6.000.000 çocuğun ölümüne yol açmaktadır. Bunun anlamı, günde 10.000 veya dakikada 7 çocuğun ölmesidir.
Havuzlar kadar dezenfeksiyonuna dikkat edilmeli
Yukarıda bahsi geçen bu hastalıklara neden olabilecek, havuzlar kadar dezenfeksiyonuna dikkat edilmesi gereken diğer bir bölüm ise havuz etrafında bulunan ve ortak kullanıma açık duşlar, soyunma odaları ve tuvaletlerdir. Ülkemizde, yüzme havuzlarının sayılarının artışı ile doğru orantılı olarak Su ile Bulaşan Hastalık (SBH) vakalarında büyük artış gözlenmektedir.
İshal hastaları suya girmemeli
Dışkı ile temas riski, özellikle bez kullanan, yürüme çağı çocukları ve ishal olmuş yetişkinlerin bulunduğu yüzme havuzlarında yüksektir. İshal rahatsızlığı olan kişilerin havuzu kullandıkları esnada, yanlışlıkla ortama karıştıracakları 0,14 gramlık (2 damla) dışkı, yüzme havuzunu kirletmek için yeterli olacaktır.
Yüzme havuzları, dar bir ortamda çok sayıda insanın kullanması yönüyle, suyla bulaşan mikroorganizmaların yayılması için çok uygun bir ortamdır. Dezenfeksiyon, havuzlarda su ile bulaşan hastalıklar için önemli düzeyde koruma ve kontrol sağlamakla birlikte, dezenfeksiyonun sürekliliğinin sağlanamaması, havuz bakımının iyi yapılamaması, Hastalıkların bulaşma riskini artırmaktadır. Böylesi ortamlarda, klora duyarlı mikroorganizmalar bile Yayılabilmektedir.
Yüzücülerin hijyene etkisi
Burada havuzların kirlenmesine sebep olan en önemli etken, mantar ve/veya virüs tarafından enfekte edilmiş Yüzücülerdir ki, bunlar herkesin ortak kullanım alanı olan duşlar, soyunma odaları, tuvaletler gibi rutubetli ortamlardan çıktıktan sonra, duş almadan havuz girmeleri sebebiyle çevresel kaynaklı kirleticileri havuzlara rahatlıkla taşıyabilmeleridir.
Örneğin yüzme havuzu konjonktivitesi, Adenovirüslerin neden olduğu ve yüzücülerde göz kızarıklığı, boğaz iltihabına sebep olan bir rahatsızlıktır. Çocuklardaki viral gastroenterit ve yetişkinlerdeki viral diyare’ye (ishal) Rotavirüslerin sebebiyet verdiği belirlenmiştir.
Suyla İlişkili Hastalıkların Bulaşma Şekilleri:
Yüzme havuzlarında, su parklarında, jakuzilerde, sağlık amaçlı terapi ve kaplıca havuzlarında kullanıcılar, patojenik organizmaları, suyla temas (deri) ve su yutma (ağız) yoluyla suyu vücutlarına alırlar.
SU YOLU İLE BULAŞAN BAZI BAKTERİYEL HASTALIKLAR:
Kolera
Günümüzde kolera Asya’da özellikle de Hindistan, Pakistan ve Bengladeş’te sık olarak görülmektedir, batı ülkelerinde nadiren kolera salgınları oluşmaktadır. İnce bağırsakta büyüyerek enterotoksin üreten bu tür; vücutta su kaybına sebep olmaktadır. Aşırı su ve mineral kaybı sonucunda; intestinal mukus, epitel hücreleri ve bakterilerden oluşan “pirinç suyu görünümünde dışkı” ortaya çıkmaktadır.
Deri enfeksiyonları
Daha çok toprak ve su kaynaklı gram negatif, çubuk şeklinde bakterilerdir. Bu türün en önemlisi üyesi olan Pseudomonas aeruginosa faydalı bir tür olmakla birlikte bağışıklık yetersizliği olan hastalarda solunum ve idrar yollarında, yanıklarda ve açık yaralarda enfeksiyona sebep olabilirler. Ayrıca, pseudomonas aeroginosa, dezenfeksiyonun düzgün yapılmadığı küvet, havuz ve jakuzi gibi ortamlarda cilt iltihabına sebep olabilir.
Gastroenterit
Kavisli, çubuk şekli, hareketli ve kamçılı, gram-negatif bakteridir. İnsanlarda su ortamlarında bulunduğunda yutma ve temas ile gastrointestinal hastalıklara sebep olabilir. Enfeksiyon fekal-oral yoluyla bulaşır. Salgınlar genellikle kıyı bölgeleri boyunca yaz ve erken sonbahar dönemlerinde görülür. Yüksek su sıcaklıklarında bakteriler daha üst düzeyde artış gösterme eğilimindedirler.
Lejyoner hastalığı
Otel, iş merkezi, gökdelenler gibi büyük binaların havalandırma sistemlerinin su bölmeleri, havuzları, su depoları gibi nemli ortamlar bu bakterinin çoğalabilmesi için en uygun yerlerdir. Ülkemizde de zaman zaman rastlanan ama salgınlara yol açmamış olan bu bakteri, durgun sularda ürer ve suyun havaya saçılması sırasında solunum yoluyla akciğerlere girerek zatürreye yol açar.
BİYOFİLM
Biyofilm, canlı veya cansız bir yüzeye yapışarak kendi ürettikleri polimerik yapıda jelsi bir tabaka içinde yaşayan mikroorganizmaların oluşturduğu topluluk olarak tanımlanabilir. Halk sağlığı açısından büyük bir problem oluşturur.
Havuzlarda biyofi lm tabakası, derz aralarında, havuz içi sirkülasyonun oluşmadığı ölü bölgelerde, fittings sistemi içinde ve kum filtrelerinin içinde kumların üstünde oluşa bilmektedir. Özellikle kışın kullanılmayan havuz sistemlerinde ve kum filtrelerinde biyofilm oluşumu daha fazla gözlenmektedir.
Su sistemlerinde bakterilerin çoğalması ve biyofilm tabakasının oluşumu halk sağlığı açısından büyük bir problem oluşturur. Biyofilm tabakası, filtrasyon sistemini bozduğu için havuz suyu kalitesinin bozulmasına neden olacaktır. Dezenfektanlara karşı dayanımı yüksek olmasının yanısıra, karmaşık fiziksel yapısı ve dinamik doğasından ötürü ölçümü, izlenmesi, kontrolü ve mücadelesi çok zordur.
Uygun dozda dezenfeksiyon yapmalı Biyofilm tabakasının oluşumunu önlemek için tek bir strateji vardır, o da biyofilm oluşmadan önce düzenli olarak uygun dozda dezenfeksiyon yapmaktır. Havuz duvarlarının ve filtre içlerinin mekanik olarak temizliği mümkün olmasına rağmen borular gibi uzak ve dar noktalara erişmek neredeyse imkânsızdır.
Biyofilm tabakasının doğurduğu hijyenik riskler göz ardı edilemeyecek kadar çeşitli ve büyük olduğu için su sistemlerinde oluşmasını önlemek amacıyla tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirlerin en başında havuz filtrasyon ve dezenfeksiyon sisteminin en iyi şekilde dizayn edilmesi, kaliteli tesisat malzemesi kullanılması gelmektedir.
Mevcut havuzunuzda biyofilm oluşumunu engellemek için yapılması gerekenler:
- Havuz duvarlarının sürekli fırçalanması (eğer bir biyofi lm oluşumu varsa çelik uçlu fırça kullanılmalıdır).
- Kuaterner Amonyum veya benzeri yosun önleyicilerin düzenli kullanılması.
- Kum filtrelerine periyodik aralıklarla klor konulması veya klorlamanın filtre öncesine alınması.
- Periyodik aralıklarla havuz suyunun şok klorlamaya tabi tutulması. Periyodik aralıklar: Halka açık havuzlar için haftada bir, site havuzları için 15 günde bir, villa havuzları için ayda bir, olarak belirleyebiliriz.
6 ÖNEMLİ UYARI
ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), Su ile bulaşan hastalıklardan korunmak için 6 önemli öneri sunmaktadır. Bunların üçü tüm yüzücüler için, üçü aileler ve çocuklar içindir.
- İshalli iken yüzmeyin. Dışkıda bulunan mikroorganizmaların yayılmasına ve başka insanların hastalanmasına neden olmayın.
- Yüzdüğünüz suyu yutmayın. Suyun ağzınıza girmesinden kesinlikle kaçının.
- Hijyen kurallarına dikkat edin. Yüzmeden önce ve sonra mutlaka duş alın, tuvaletten çıkıca ve çocukların bezi değiştirdikten sonra mutlaka ellerinizi yıkayın.
- Çocuğunuzu sıklıkla tuvalete götürün ya da bezini sıkça değiştirin. Çocuklarınızı havuza sokarken mutlaka mayo bez kullanın.
- Çocuğunuzun altını banyo ya da tuvalette değiştirin, sahilde veya havuz kıyısında değil. Dışkı parçaları kolaylıkla etrafa dağılabilir ve hastalıkların bulaşmasına yol açabilir.
- Çocuklarınızı çok esaslı olarak yıkayın. Özellikle de poposunu.
“Serinleyeyim derken CANINIZDAN OLMAYIN”
Yaz aylarında kış mevsiminin getirdiği yorgunluğu azaltmak, serinlemek ve egzersizi terlemeden yapabilmek için havuzlar, ilk akla gelen mekânlardır. Havuz, kişi için bazen can sıkıcı olayların meydana geldiği ortamlara da dönüşebilir. Havuz başında oluşan kazalarda, havuza ait faktörler olduğu gibi kişiye ait faktörler de rol oynamaktadır. Konu ile ilgili Memorial Hastanesi Beyin Cerrahisi Bölümü Uzmanları ‘Havuz Kazaları’ hakkında bilgi vererek önemli uyarılarda bulundu.
Güvenlik önlemleri artırılmalı
Havuzun tahliye borusunun, kişinin bağırsakları, kolları ve bacakları ile kafasını parçaladığı vakaların yaşandığı olaylar görülmüştür. Rusya’da havuzun çatısının çökmesi ile yaşanan akıl almaz kaza hala zihinlerdedir. 1-4 yaş arasında havuza düşme ile boğulmalar, 14-22 yaş arasında atlamaya bağlı kazalar en sık görülen durumlar olarak görülmektedir.
Denizde kullanılan araçlara ait kazalara da dikkat etmek gerekir. Bu nedenle güvenlik önlemlerinin alınması şarttır. Boyunluk kazadan sonra değil kazadan önce takılmalıdır. Dalış sporu yaparken vurgunun ne olduğu ve alınması gereken önlemler çok iyi bilinmelidir.
Gelişmiş ülkelerde on beş yaşın altındaki ölümlerde, havuz kazaları ikinci sırayı almaktadır. 14-22 yaş arasında boğulmalar da sık görülmektedir. Boğulmalarda geç kalınması nedeniyle insanlarda anoksik beyin sendromu ortaya çıkabilmektedir.
Derinliği bilinmeyen suya kafa üstü atlanmamalı Suyun sığ olan kısmına yüksekten kafa üstü atlamalarda, su içinde geçirilen kafa travması, kişinin su yutmasına ve boğulmasına neden olabilir. Boyun omurlarının narin olması çok kolaylıkla travmada hasara yol açabilmektedir. Ayrıca sırt ve bel omurları da etkilenebilmektedir. Omuriliğin önünde bulunan bağ, kazalarda öncelikle kamçılama şeklinde baskıya neden olmakta ve bunun sonucunda omurilik kanlanması bozulmakta yada ezilmesi görülebilmektedir. Kamçılama şeklindeki travmalarda gelişen felçler çoğunlukla sekelsiz 24 saat sonra düzelebilmekte fakat omurilik içinde kanama ve ezilme gibi durumlarda geri dönüş olamayabilir.
14-22 yaş arası gençlerin kafa üstü atlamaları sonunda en sıklıkla boyun omurlarında kırılmalar buna bağlı omurilik ezilmeleri ortaya çıkmaktadır. Boyun kırıkları gelişince her iki kol ve el, her iki bacak felçli hale gelmekte, idrar tutamama, bağırsakların kontrolü yapılamamaktadır.
Modern cerrahi yöntemleri vida plak sistemleri ve kemik aşıları ile kırılan omurganın mükemmel tamiri yapılmakta fakat omurilikteki hasarın tamiri hiçbir ilaçla, hatta kök hücre aşıları ile bile yapılamamaktadır. Bu nedenle olaylar olmadan önlem alarak bu tür kazaların asgariye indirilmesi gerekmektedir.
Gideceğiniz havuzu seçerken dikkat edin Güvenli ortamlar yaratmak için havuz güvenlik standartları yüksek seviyede tutulmalı ve uygulanmalıdır. Bilinen olaylar olmasına rağmen aileler, okullarda öğretmenler konunun üzerinde durmalıdır. İlgiller de gerekli kontrolleri yapmalıdır.
Epilepsi hastaları ve yaşlılar dikkat!
Epilepsi hastaları ilaçlarını düzenli kullanmalı, havuzda tek başına olmamalı. İnme nedeniyle kan sulandırıcı ilaçlar kullanan yaşlılar da havuzda dikkatli olmalıdır. Bu kişilerin havuz kenarında yürürken ve havuzda yüzerken çok dikkatli olması gerekir. Çünkü geçirilebilecek kafa travması sonrası çok kolaylıkla beyin kanaması gelişebilir ve tedavisinde de sıkıntılar oluşabilir.
Uzmanlar, kaza nedenlerini havuza ve kişiye ait faktörler olarak ikiye ayırıyor:
Havuza ait faktörler:
•Derinlik,
•İçindeki suyun hijyenine ait faktörler,
•Havuzdaki ilave aparatlar, atlama yerleri, kayma yerleri,
•Havuzdaki suyun tahliyesini sağlayan bölümlere ait olanlar olarak sıralanabilir.
Kişiye ait faktörler:
•Epilepsisi olanlar,
•Serebrovasküler olay geçirmiş kişiler,
•Kalp hastalığı, hipertansiyonu olanlar,
•Çocuklar ve gençlerde oluşan boyun travmaları
•Suda boğulmalar şeklindendir.
Bir cevap yazın