Türkiye’nin ilk hamam müzesi, Beypazarı’nda ziyaretçilerini bekliyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve veziri Rüstem Paşa’nın yaptırmış olduğu hamam günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Türk Hamam ve temizlik kültürünü konu edinen Türk Hamam Müzesi “Gelin Kınan Kutlu Olsun” isimli kına hamamı sergisi ve seçkin eserleriyle ziyaretçilerini bekliyor.
Bunun yanı sıra Türk Hamam Müzesi yıkanmayı zengin bir kültüre dönüştüren Türk insanının, zanaatkârının ürettiği kendine özgü mirasa da sahip çıkmış. Türk hamamlarında yüzyıllardır kullanılan tekstil ürünleri, metal ve kemik eşyaların satın alma ve bağış yoluyla müzeye kazandırılması sağlanmış, eserlerin bakım-onarım çalışmaları tamamlanmış ve çağdaş müzecilik ilkeleri doğrultusunda uzman bir ekip tarafından sergilenmiş. Dahası sergilemenin bütünsel olması gerektiği felsefesiyle müzede Türk hamam kültürü ekseninde oluşan gelenekler ve sözlü kültür öğeleri başka bir deyişle somut olmayan kültürel miras da müzede kostümlü müze uzmanları, amatör tiyatro gösterileri, konferanslar, galeri konuşmaları ve işitsel sergilemeler ile tanıtılmaya ve genç kuşağa aktarılmaya çalışılmakta.
Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenmiş
Değişen yaşam koşuları ile gündelik hayatımızdan uzaklaşan bu zengin ve kadim mirasın bugün ancak müze mekânında yaşatılabileceği açık. Türk hamam ve temizlik kültürünü müstakil olarak konu edinen müze, bu anlamda Türkiye’nin ilk müzesi. 9 Haziran 2012 tarihi itibariyle kapılarını ziyaretçilerine açan müze Rüstem Paşa Hamamı’nda hizmet veriyor. Türk Hamam Müzesi Ankara Kalkınma Ajansı tarafından da desteklenmiş.
Amaç kolay ulaşılabilirlik
Kolay erişilebilir olmak Türk Hamam Müzesinin başlıca amaçlarından biri. Toplumun bütün katmanlarından insanlara aynı içtenlik ve saygı anlayışı ile yaklaşarak onların Türk hamamları ve hamam kültürü hakkında gerçek, yaşanılmış bilgilere ulaşmalarını sağlamak müzenin temel hedefini oluşturuyor.
Müzede farklı öğrenme biçimlerine yönelik yapılan sergilemeler ziyaretçilerin müzeden en üst düzeyde yararlanmalarını sağlamak için. Aynı amaçla müze etiket ve bilgi panolarında iki dilli (Türkçe-İngilizce) anlatıma başvurulmuş. Ziyaretçilerin ekonomik anlamda müzeye erişimlerini kolaylaştırmak için müze giriş ücretleri asgari düzeyde tutulmuş. Ne var ki müze kolay ulaşılabilir bir müze olma konusunda mekândan kaynaklanan sorunlar nedeniyle fiziksel engellilerin ulaşımı için uygun değil. Ancak görme engelli ziyaretçiler müze uzmanları ve/veya rehberler eşliğinde yapılan turlardan yararlanabiliyor ve bazı eserlere dokunarak eser hakkında daha fazla bilgi sahibi olabiliyor.
Kültür Bilimci Dr. Semra Demir tarafından kurulan Türk Hamam Müzesi belli bir koleksiyon politikasına sahip. Müze sahip olduğu koleksiyonun çok büyük bir kısmını satın alma yoluyla edinmiş ancak koleksiyonun önemli eserleri Hamide Özalp tarafından geçici bir süre ile sergilenmek üzere müzeye verilmiş. Bunun yanı sıra oldukça sınırlı sayıda eser müzeye bağışlanmış. Müze var olan koleksiyonunu türünün ve döneminin en nitelikli eserlerini edinmeye çalışarak tamamlamak ve zenginleştirmek üzere girişimlerde bulunuyor.
Müzenin eğitim politikası ise öncelikle ziyaretçilere uygun bir eğitim ortamı sunma ekseninde önem kazanıyor. Gerçek iletişim yoluyla öğrenme yöntemlerini benimseyen müzede müze uzmanları ve özel eğitimli rehberlerle yapılan müze gezileri müzenin eğitim felsefesi hakkında ipucu veriyor.
Müze şu bölümlerden oluşuyor:
Soğukluk
Soğukluk, hamamların rüzgârlık denilen bölümünün bitişiğinde yer alan genişçe meydana denirdi. Bu bölüm halk arasında soyunmalık olarak da geçmekte. Soğuklukta duvarları çevreleyen sedirler bulunurdu. Hamama gelen kişi bu sedirlerin üstünde kıyafetlerini çıkarıp peştamallarını kuşanır. Bazı hamamlarda bu bölüme ilaveten şırvan olarak isimlendirilen bir üst kat vardır. Şırvan da aynı amaçla kullanılmış.
Müzenin bu bölümünde ipek peştamallar, gümüş işlemeli nalınlar, gümüş hamam tasları, gülabdanlar, sürmedanlar, buhurdanlar, hamam bohçaları vb. sergileniyor. Burada ayrıca hamam anasının kullandığı yüksek topuklu nalınlar var. Ziyaretçiler hamam anasının nalınlarını deneyebilmekte.
Ilıklık
Soğukluk ile sıcaklık arasında bulunan bölüme ılıklık deniyor. Bu bölüm vücudun ani hava değişimine maruz kalmaması için yapılmış. Sıcağa fazla dayanamayanlar ve orta yaşın üzerindeki kişiler bu bölümü tercih ederdi. Ayrıca kına hamamlarında halvetten çıkan gelin kız burada gümüş işlemeli nalınlarını çıkartarak sedef kakmalı nalınları giyermiş. Ilıklıkta havlu takımları, sedef kakmalı nalınlar ve gümüş işlemeli nalınlarla el yapımı zeytinyağlı sabunlar sergileniyor.
Sıcaklık
Sıcaklık, hamamın külhana en yakın olan, en sıcak bölümüne deniliyor. Burada iki halvet bulunuyor. Bu halvetlerin birinde damat hamamı, diğerinde kına/gelin hamamı temalı bir sergileme mevcut. Kına hamamında ipek peştamallara sarılıp, gümüş nalınlar giydirilen gelin halvette üç kadın tarafından yıkanırmış. Bu sırada kadınlar geline huzurlu bir aile yaşamı sürmesi için öğüt verirmiş. Kına hamamı için ayrılan halvette gümüş işlemeli fildişi taraklar, peştamallar, sabunluklar ve kavatalar bulunuyor.
Traşlık
Traşlık halk arasında usturalık olarak da geçiyor. Müşteriler bu bölümü kişisel temizlikleri için kullanırmış. Bunun yanı sıra hamamın bu bölümü seyyar berberler tarafından da kullanılmış. Seyyar berberler saç ve sakal tıraşı yaptıkları gibi sülük çekme ve hacamatlık gibi tedavi yöntemlerini de uygulamış.
Tıraşlıkta usturalar, stiller, berber leğenleri, kupalar, kösreler, zırnıklar sergileniyor. Bu bölüm “zırnık koklatmak” deyimini de hatırlatıyor.
Külhan
Hamamı ve hamam suyunu ısıtan ateşin yandığı bölüme külhan denir. Ateşin yandığı bölümün üstünde bakır su kazanı, altında da baca vazifesi gören hava kanalları var. Hamamın altını dolaşan sıcak hava tüteklik denilen bacalardan dışarıya çıkıyor.
Külhan bugün Türk Hamam Müzesinin dinlenme mekânı olan Müze Kahve’nin bir parçası olarak kullanılıyor. Dönemsel olarak külhanbeyi naralarıyla karşılanan ziyaretçiler burada kahvelerini yudumlarken külhan ve külhanbeyliği hakkında bilgi alabiliyor.
Bir cevap yazın