Fin Hamamı kayıtlara göre Milattan Sonra 5. Yüzyıl il 8. Yüzyıl arasında ortaya çıkmıştır. İlk zamanlarda saunlar bir çukur kazılıp için yapılmıştır. Ancak teknoloji ilerleyip ahşap işleme ve ahşap kullanımının artmasıyla ahşap binalar yapılmıştır. Şöminelerin içerisinde taşlar odun ateşiyle ısıtılır ve taşların üzerine su serpilir. Sauna’da taşların sıcak buharı ile ısıtılır.
Geleneksel Fin Hamamı kültüründe genel olarak tamamen çıplak kullanılmaktadır. Mayo, havlu ya da peştemal pek tercih edilmez. Fin Hamamı kültüründe çıplaklık cinsellik ile birleştirilmez bu gayet doğal bir durumdur. Hatta çoğu ailenin kendi Fin Hamamı vardır.Fin halkı için sauna, kiliseden sonra en kutsal kabul edilen mekandır. 20. yy’ın başlarına kadar pek çok Fin kadını çocuklarını sıcak ve temiz bir ortam sayılan saunada doğurmuştur.
Saunada loş bir ışık vardır, konuşulmaz, sessizce ve rahatça oturulur. Sıcaklık genellikle 80°C ila 110°C’dir. Bazıları üzerinde yaprak bulunan huş ağacı dallarını birbirine bağlayarak ‘vihta’ yapar ve onunla ciltlerine hafifçe vurur. Vihtalar dükkânlarda da satılır ve buzdolabında kışın kullanmak üzere saklanabilir. Vihta kan dolaşımını hızlandırır, huş ağacı kokusunun ferahlatıcı olduğu söylenir.
Bir cevap yazın